VE, NİSBETEN kısa bir aradan sonra, şükürler olsun, yeniden ‘vuslat’ anını yaşıyoruz. Bir önceki sayının doğrularını sürdürmeye, eksiklerini tamamlamaya, fazlalarını törpülemeye çabaladığımız yeni bir sayı elinizdeki. Bu sayıda, geçen sayı ‘kısa’ tutacağını tahmin ettiği yazıların ‘elinde olan sebeplerle uzaması’ sonucu dergimizin yarısını alıp götürdüğü mâlûm kişinin yazılarına bir sınır getirildi sözgelimi. Bu sınır, belki geçen sayı da gelebilirdi; ama, sözkonusu başlıklar, ‘kısa tutacağı’ ümidiyle, kapak filmine aktarılmış bulunuyordu. Dergiyi bir kişinin istila ettiği gibi serzenişlerde bulunan bazı okuyuculara, bunu hemencecik belirtelim. Ortada bir ‘hesap hatası’ndan öte durum yok. Ne ki, bu hesap hatası, bazı yazıları bu sayıya aktarmamıza sebep oldu.
Bu sayının bir öncekine göre, daha renkli ve daha hareketli olduğunu ümit ediyoruz. Biri Senai Demirci’ye, diğeri M. Karabaşoğlu’na ait iki uzun yazı iki önemli konuya dair ciddi katkılar sunarken, geçen sayının mirası olan ‘Yitik Hikmet’ sayfaları William Chittick’in kaleminden, ‘çevre’ye ilişkin Kur’ân-eksenli çarpıcı notlar getiriyor önünüze. ‘Kudsiyetin ölçüsü’nün net ifadeleri ile ‘insan sûretleri’nin sıcak iç muhasebesi; ‘seyir defteri’nin kısa ama anlamlı notları ile ‘Hangisi mucize?’nin manidar vurguları.. derken, sayfaları arasında, imana ve insana ilişkin bir dizi hususa dikkat çekiyor Karakalem.
Başlıkların ve imzaların biraz daha çeşitlendiği bir sayı onüçüncü sayı; ama gene de bazı yazı ve imzalar bir sonraki sayıya aktarıldı.
Bu arada, sıklıkla değindiğimiz bir konuya bir kez daha temas etmek istiyoruz. Karakalem, zor konuları anlaşılır bir dille aktarmak; ‘hazmedilmiş olan’ı sunmak isteyen bir dergi. Dilimizin sadeliğini ‘hafif’ bulanlara, bu hususu bilhassa hatırlatmak istiyoruz. Karakalem yazarları, ‘yüksekten konuşma’nın nasıl becerildiğini biliyorlar; ama tercih etmiyorlar.
Diğer taraftan, bu dergi, bir ‘koalisyon dergisi’ değil, bir ‘okul’ olmayı amaçlıyor. Bu bakımdan, gereğinde, ‘istikbal vaad eden’ istidatların, belki derginin genel düzeyini yakalamayan yazılarını bilerek yayınlıyor. Marifet iltifata tâbidir; ve en başta mükemmeli ortaya koymak, yalnızca Muhammed-i Arabî’ye mazhar olmuş bir ihsan-ı ilahîdir. Yeni istidatların yazılarını kesinlikle değerli buluyoruz; ve yayınlama ısrarımızı sürdürüyoruz. Dileriz, Rabbimiz imana hizmet eden kalemlerin çoğalmasında Karakalem’i de bir vesile kılsın.
Bir sonraki görüşmemizin daha kısa bir süre sonra gerçekleşmesi; bu arada Ramazan’ın manevî bereketinden hepimizin hissedar olması dualarımızla.