| |
“Seninle dedikodu yapan, senin de dedikodunu yapar.”--Bu İrlanda atasözünü yaban sözü diye yabana atmamalı, kulağa küpe yapmalı.
| | |
[*4.558 yazı içinden]
|
|
|
|
|
|
‘İmam’ ve ‘Cemaat’Abdullah Taha Orhan |
14.10.2013 |
|
“İmam” kâinat algısının ve hayatın merkezinde konumlandırıldığından dolayı büyük bir önemi haiz Şia için. Onsuz dünya karanlık, hayat anlamsız oluyor bu ontolojik inşada. Tüm ümitler ona bağlı. O olmazsa tüm hayaller ve hayallerdeki tüm iyi şeyler yerle bir olacak.
|
|
|
|
Kurban Bize Ne Söyler?Metin Karabaşoğlu |
01.02.2004 |
|
Kurban bayramlarının, hepimiz için, ama özellikle çocuklar için, hüzünlü bir boyutu da vardır. Kurban keserken, yüreğimiz burkulur. Hele kurbanlık hayvanı meselâ bir ay önceden almış, o süre zarfında ona bakmış, yedirmiş, gezdirmiş, onunla birebir dostluk kurmuş isek... O zaman, yüreğimiz kat kat burkulur. Kurban olarak seçilen mahlûklar, bir bakıma, insana en yakın, en sevimli, en masum mahlûklardır. Ko...
|
|
|
|
Başka Türlü OkumakMetin Karabaşoğlu |
21.10.2000 |
|
Sunuş:
Okuma gibi bir eylemden söz edebilmek için, bize neler gereklidir? Bu soruya vereceğimiz en kısa cevap, galiba "Akıl, göz, alfabe bilgisi ve elbette yazılı bir metin" olurdu herhalde. ‘Okuma’ eylemi ‘yazma’ eyleminin izini sürer çünkü; ancak yazılanlar okunur. Bu ‘yazı’ ise ya kitap, dergi, gazete misali ‘matbu’ bir yazıdır; ya da mektup, pusula vey...
|
|
|
|
Çöplükleri OkudumMetin Karabaşoğlu |
21.10.2000 |
|
İşi gereği bin türlü kitap okuyup bin türlü yazarla hemhal olan biri olarak, ‘iş icabı’ okumadığım bir kitaplar dizisi var. Yirmi yıldır tekrar tekrar okuduğum, her okuyuşumda yeni yeni hususların farkına vardığım bu eserlerin yazarının, benim dünyamda apayrı bir yeri bulunuyor. Onca senedir biraz da ‘iş icabı’ bu kadar kitap okurken, onun ayarında bir başkasını daha aradım, bulamadı...
|
|
|
|
Düğün OkumalarıMetin Karabaşoğlu |
21.10.2000 |
|
İnsanların, sırrının ele verilmesinden ve dolayısıyla, sırrını ele verenden hoşlanmadıklarını çok iyi biliyorum. Üstelik, hiç kimsenin sırrını ele verme niyeti de taşımıyorum. Lâkin, ne bu ‘iyi bilgi’ ne de ‘iyi niyet,’ beni bir sırrı ifşa etme kararlılığımdan alıkoyuyor. Bilakis bu yazı, tamı tamına bir ‘sır ifşa etme’ yazısı; ve, birilerinin bana kesinlikle kızacağını b...
|
|
|
|
Kıraat-ı Seng-i Mezar (Mezartaşı Okumaları)Metin Karabaşoğlu |
21.10.2000 |
|
Hâfıza arşivime kaydolunmuş bir nottur ‘kitabe-i seng-i mezar.’ Kim yazmış, kime yazmış, ben nerede okumuşum hatırlamıyorum; ama ‘kitabe-i seng-i mezar’ başlığı taşıyan bir edebî metni okuduğumu çok iyi biliyorum.
Çok iyi bildiğim bir diğer husus, ‘seng-i mezar’ ile, yani mezartaşıyla ilgili okumalarımın, yalnızca bu edebî metinle sınırlı olmadığı. Hemen her mezarın bir ...
|
|
|
|
Köpekleri OkudumMetin Karabaşoğlu |
21.10.2000 |
|
‘Anlama’nın handiyse ‘yanlış anlama’yla özdeşleştiği bir toplumda, ‘köpekler’e dair bir yazının dahi ciddi riskler taşıdığının farkındayım. Zira, bu diyarda, ‘köpek’ kelimesi, nadiren, köpekleri tarif için kullanılır. Ne yazık ki, ‘köpekler’ dediğinizde, öncelikle, hangi insan grubuna bu sıfatı lâyık gördüğünüzü anlamaya çalışır birileri.
Gariptir...
|
|
|
|
Meydan OkumalarıMetin Karabaşoğlu |
21.10.2000 |
|
İşyeri ile evin arasına kilometreler koyan modern hayatın zıddına evde çalışan biri olarak, işimi bitirip evden dışarı çıktığım bir akşam üstüydü. Apartman kapısından dışarı çıktığım dakikada, karşımızdaki kiliseden dönme lise binasının kapısında, okul hademesinin pek de küçük olmayan kızını görecektim. Bu binanın önünden her geçişimde, dünkü hali mi, şimdiki hali mi bana daha yakın diye sorarım ya, neyse. ...
|
|
|
|
Sis’i OkurkenMetin Karabaşoğlu |
21.10.2000 |
|
Bir ay önce ‘başka türlü okumalar’a başlarken, gelmiş geçmiş en zor ‘kitap tanıtımı’ işine giriştiğimin farkındaydım. Kâinat kitabından okuduğum sayfaların ve satırların tanıtımı için bana bir köşe verilmişti; ve bu kitap, Kur’ân’ın ifadesiyle, denizler kalem, ağaçlar mürekkep olsa gene de yazılması bitmeyecek anlamlar yüklü ‘ilahî âyetler’den oluşuyordu. Bu d...
|
|
|
|
Yüzlerinden Ne Okunuyor?Metin Karabaşoğlu |
21.10.2000 |
|
Dünyanın en güzel, en anlamlı ve en doyumsuz okumalarından biri, belki de birincisi nedir, bilir misiniz?
İki buçuk yıldır bu konuda ‘ihtisas’ yaptığım için, kendi namıma tereddütsüz şu cevabı veriyorum: bebek yüzü okumaları.
Dünyanın en saf, en temiz, en anlamlı ve en pürüzsüz sayfasını bir bebeğin yüzünde okursunuz. Tarif etmeye kalktığınızda ilk önce ‘masumiyet’i akla getiren o ...
|
|
|
< !--#include file="inc/nav.asp" -- >
|