| |
“Seninle dedikodu yapan, senin de dedikodunu yapar.”--Bu İrlanda atasözünü yaban sözü diye yabana atmamalı, kulağa küpe yapmalı.
| | |
[*4.558 yazı içinden]
|
|
|
|
|
|
Mezhep Karşıtlığı ProblemiAbdülhakim Murad |
26.11.2007 |
|
Ümmetin geçen bin yıllık sürede sergilediği en büyük başarı, hiç şüphesiz, kendi içindeki entellektüel uyumluluğu olmuştur. Hicretin beşinci yüzyılından neredeyse günümüze kadar, ve hanedanların giriştiği mücadelelerin dışa akseden dramatik keyfiyetine rağmen, Sünnî Müslümanlar kendi dinî hoşgörü ve kardeşlik tavırlarını hemen hemen hiç şaşmadan muhafaza etmişlerdir. Bu uzun zaman dilimi boyunca hiçbir büyü...
|
|
|
|
Müslüman ve İngiliz? Abdülhakim Murad |
29.10.2007 |
|
—Uyan, ey Sonsuzluk Kayasında Uyuyan! Britanya uyan!
(William Blake)
Mallarmé’yi tam anlamıyla, Fransız olmayanların anlayabildiği söylenir, zira onlar onu daha yavaş okurlar. Bu bölümün konusu olan İslâm’a dönenler, yani muhtediler, belki kendilerinin de İslâmî nakilleri okuma noktasında aynı müphem avantaja sahip olduklarını iddia edebilirler. Onları, buna bağlı olan çeşitli sorular bekler: Yeni...
|
|
|
|
AİLENİN ÇÖKÜŞÜAbdülhakim Murad |
28.10.2007 |
|
Abdülvedud Çelebi, ancak ‘tefessüh’ bir ilke olarak kamusal müzakere zemininde kendisinden asla söz edilemez hale geldiğindedir ki, o toplumun gerçekten çökeceğine dikkat çeker. Önceki Müslüman ve Hıristiyan kuşaklar, fazilet ve kudsiyetin geçmişteki altın çağlarına kıyasladıklarında, kendilerini değersiz görür ve bundan ıztırap duyarlardı. Ama, insanların kendilerinden memnun oldukları zamanımızda, ahlâkî ...
|
|
|
|
Dindar Ötekiyi Tasvip EtmekAbdülhakim Murad |
28.10.2007 |
|
Dindar Ötekinin, diğer bir deyişle, başka bir dinin dinine sadık bir mensubunun nasıl tasvip göreceği hususunun modern teolojik sorular arasında en acil cevap isteyen ama en zor sorulardan birini teşkil ettiği genel olarak ifade edilmektedir. Mukayeseli din alanındaki gelişmeler, medyanın başı çektiği globalleşmeyi sağlayan güçler, beşerî ilişkilerin din ve mezhep temelinde olmaktan ziyade pragmatik temelle...
|
|
|
|
Geçmişe Duyulan Özlem Olarak Hidayet: Büyük Misakın UzantısıAbdülhakim Murad |
28.10.2007 |
|
İslâm dini, Hıristiyanlık ve Budizm ile birlikte, teorisi ve tarihsel alışkanlığı itibarıyla, dünyanın en önde gelen tebliğci dinlerinden biridir. Şayet “Kalk ve uyar!” Kur’ânî emri olmasa idi, büyük dünya dinlerinin en yenisi, Arap yarımadasında kendini çevreleyen coşkulu Hıristiyanlığa tedricen yaklaştıkça solup gitmesi mukadder olan, pek tanınmamış az sayıda Arap muvahhidinin oluşturduğu bir dinî grup ol...
|
|
|
|
Benlik: o yakın soru, o uzak ülkeKemal Sayar |
23.03.2007 |
|
Benlik nedir ve yaşadığımız yüzyılda benliğin temel meseleleri nelerdir? Bu yazıda, birkaç başlık altında bu sorulara cevap aramayı umuyorum. Ardından, “Kültürden ve tarihten bağımsız bir benlik fikri olabilir mi?” sorusunu cevaplamaya çalışacağım. Buradan Batılı ve Doğulu benlik kavramları üzerine kısa bir tartışmaya geçeceğim. Göreceksiniz ki, bir Garpzedenin karışık zihninde her zaman cevaplardan daha ço...
|
|
|
|
Sömürgeciliğin karşısında psikiyatrist: Frantz FanonKemal Sayar |
23.03.2007 |
|
table tr td style='width:40%' /td td style='text-align:right;' class=bx i “Savaş devam ediyor. Ve daha, sömürgeciliğin, halkımızın sinesinde açtığı onulmaz yaralarını iyileştirmeye çalışacağımız uzun yıllar var önümüzde.. İnsanların gerçekten özgürleşmelerine engel olmaya çalışan emperyalizm her yerde, beyinlerimizden ve topraklarımızdan atmak zorunda olduğumuz hastalık mikroplarını saçmaktadır... Söm...
|
|
|
|
Yasakçı Yaklaşım: Vatanseverlik mi Yoksa Hamaset mi?Prof. Dr. Yunus A. Çengel |
05.03.2006 |
|
Son günlerde Millî Güvenlik Siyaset Belgesi ile ilgili tartışmalar artarak devam ediyor, ve Fener Rum Patrikhanesi ile Heybeliada Ruhban Okulu bu tartışmalarda önemli bir yer tutuyor. Gönül isterdi ki ülkenin geleceğini yakından ilgilendiren bu tür tartışmaları kalın surlar arkasında devletlûlar yerine, duvarında “Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” yazan TBMM’de ülkeyi temsil eden milletin vekilleri ak...
|
|
|
|
Modernitenin Sonuna Olan İnançAbdülhakim Murad |
10.07.2005 |
|
Anlamlı bütün nazarî davaların kaynağı, el-Hakk’a yönelik dönüştürücü sevgidir. Yalnızca o Kaynak, hakikati sonuç verir; O olmadan, güneş sistemi güneşsiz kalır ve hiçbir şey görülemez. Böyle bir karanlıkta, alâmetleri göremeyeceğimiz gibi, yekdiğerimizin insanlığını tanıyamayız.
|
|
|
|
Bir işaret olarak yeni binyılAbdülhakim Murad |
17.02.2005 |
|
İbrahim Müteferrika’nın üç yüzyıl önce yaptığı gibi, Avrupa Müslümanları, diğer Müslümanların yeni küresel gerçeklere uyanık olmalarını sağlama görevini omuzlamalıdır; zira, sözkonusu küresel gerçekler, geleneksel söylemlerin bundan böyle işlevselliğini kaybedeceği bir dünyaya şekil vermektedirler. Bu gerçeklerden herhangi bir etkilenmeye maruz kalmaksızın uzak durulabileceğini düşünmek ise, intihar etmekten farksızdır.
|
|
|
|
Eser ve Cemaat- 4Metin Karabaşoğlu |
14.07.2004 |
|
Risale-i Nur câmiasının halihazır entellektüel zayıflığı, gözardı edilemez durumdadır. Risale-i Nur’un ontolojik sağlamlığına ve kuşatıcı vizyonuna rağmen, durum budur. Risale-i Nur’un üzerinde temellendiği ve yeni bir aşamasını teşkil ettiği İslâmî mirasla bağının lâyıkınca kurulamaması ise, sözkonusu entellektüel zayıflığın belki de en önemli tezahürüdür.
|
|
|
|
Eser ve Cemaat- 3: Risale-i Nur’un Ontolojik Temellerinin Sosyal ve Pratik TazammunlarıMetin Karabaşoğlu |
11.04.2004 |
|
Özgürlük ve düzen, insanın aradığı iki keyfiyettir. Ancak düzenin ihmal edildiği bir özgürlükten atomizasyon, aşırı bireyselleşme ve kaos doğar. Özgürlüğün ihmal edildiği bir düzen arayışı ise dayatmayı, tek-tipleşmeyi ve faşizan bir ilişki kalıbını getirir. Birey ile cemaat, bireysellik ile kollektivite arasındaki hassas dengeyi kurmak zor bir iştir ve Said Nursî’nin en azından teorik düzeyde bu sorunun üstesinden geldiği görülmektedir.
|
|
|
|
İslâm, Irıgaray ve Cinsiyetin Yeniden TanzimiAbdülhakim Murad |
11.04.2004 |
|
İslâm pratik sosyal yapılarında bir ayrıma gitmesine rağmen, erkek ve dişi ilkelerinin eşitliğini teyid etme eğilimindedir. Bu paradoksu anlamak, İslâm’ın rolleri yukarıdan değil, aşağıdan kuran cinsiyet felsefesinin özünü anlamaya bağlıdır.
|
|
|
|
Bağnazlığın SefaletiAbdülhakim Murad |
05.03.2004 |
|
İslâmî hareket şu ana kadar dikkate değer biçimde başarısız olmuştur. Kendimize sormalıyız: Nâsır gibi bir kasap, inançlarının bâtıllığına rağmen, nasıl olmuştur da Mısır gibi bir ülkeyi teslim alabilmiş; buna mukabil, kum gibi kaynayan milyonlarca üyesine rağmen, İhvan-ı Müslimîn altmış yıldır hep başarısız olabilmiştir? Böylesi bir kasvet ve yetersizlik zemininde, metodolojideki hataya yönelik köklü bir eleştiri kapılara dayanmakta gecikmeyecektir.
|
|
|
|
Eser ve Cemaat- 2Metin Karabaşoğlu |
05.03.2004 |
|
Said Nursî’nin, İslâmî gelenekte tesbit ettiği ‘büyük bölünme’nin parçalanmış unsurlarını yeniden birleştirmeye muktedir olduğu görülmektedir. Ciddi bir iç-tutarlılık taşıyan bu yaklaşım, moderniteyi kabul ile dininden taviz veya moderniteyi red ile izmihlal gibi bir ikilemle yüzyüze kaldığı düşünülen İslâmî miras için, müthiş bir açılım sunmaktadır.
|
|
|
|
Eser ve Cemaat- 1Metin Karabaşoğlu |
12.11.2003 |
|
$Mukaddime Kabilinden Notlar
Modern zamanlarda yaşamış Müslüman şahsiyetler veya muasır İslâmî hareketler üzerine yapılan akademik çalışmaların, bu kişi veya hareketleri daha ziyade modernite bağlamında irdelediği görülür. Bediüzzaman Said Nursî ve Risale-i Nur hareketi üzerine yapılan akademik çalışmaların da bu genel durumu yansıttıkları rahatlıkla söylenebilir.
Müslüman bireyler veya İslâmî harek...
|
|
|
|
İdealler ve HayallerMusa Hub |
18.11.2002 |
|
Bir yanda ideal hayaller, öbür yanda hayal idealler.. Bir yanda realiteye riayetkâr idealistler, diğer yanda idealsiz realistler.. Ve her ikisinin arasındaki kader-denk noktada insanoğlu...
İDEAL HAYALLER ve HAYAL İDEALLER
|8Nesilleri Yönlendirmede İdeal-Reel Dengesi Üzerine
Gençliğimin idealler listesine çivilenen gözlerimden
madde madde süzülüp aktı gönlümün âhları.
Keşkelerim kaderi değiştiremez...
|
|
|
|
İslamcılık Projesinin YüzyılıAhmet Nazlı |
26.07.2001 |
|
XIX yüzyılda islam ülkeleri içerisinde sömürgeye uğramamış olan Osmanlı Devleti'nin önce dağılma daha sonra parçalanma sürecine girmesi, o dönem müslüman ve Osmanlı aydınlarının soruna acil, pratik ve kısa vadeli bir anlayışla bakmalarına sebep olmuştur. Öyle projeler üretilmeliydi ki, sonuçları kısa zamanda ortaya çıksın; Osmanlı Devleti/Hilafeti kurtulsun.
Sanayi devriminin ekonomik alanda, tüccarlar ...
|
|
|
|
İslâmcılığın “Müslüman Milliyetçiliği”nden Öteye Bakiyesi Nedir?Mücahid Bilici |
24.05.2001 |
|
Daha önce Köprü dergisinde (1997) çıkan bir makalede ancak kendine belli bir özgüvenle gündeme gelebilen "hoşgörü" kavramının ne tür bir teorik arkaplana yaslandığını tartışmıştım. O yazıda atıfta bulunduğum, Hazreti Ali ile ilgili bir olay var: Bir gazve sırasında Hz. Ali bir kâfiri yere yıkmıştır. Tam son darbeyi vuracakken kâfir, Hz. Ali'nin yüzüne tükürür. Bunun üzerine Hz. Ali kâfiri öldürmekten vazgeç...
|
|
|
|
Keşfedilmeyen Bir HazineMetin Karabaşoğlu |
10.04.2001 |
|
Çağdaşları kendisine ‘zamanın eşsizi’ anlamına gelen ‘Bediüzzaman’ lâkabını takmışlardı. Yine de, onu lâyıkınca anladıklarını sanmıyorum.
Onu memleketinde pek anlamadılar. Kabına sığmayan bu büyük dimağ, uzunca bir süre, ‘çocuk yaşta’ icazet düzeyine ulaşmanın dayanılmaz yalnızlığını çekti; ardından kıskançlık oklarının hücumuna uğradı; en sonunda, yerini yurdunu bırakıp Van’a gitti ve orada vali Tahir...
|
|
|
|
Kur’ân’a Hazırlık Okulu: Risale-i NurMetin Karabaşoğlu |
10.04.2001 |
|
$KUR’ÂN’A ADANMIŞ BİR HAYAT
Risale-i Nur hakkında araştırmaya girişen herhangi bir insanın kolaylıkla görebileceği bir husus vardır: Kur’ân’ın vazgeçilmez önceliği. Tüm risaleler Kur’ân denizinden süzülmüş katreler, Kur’ân bahçesinden devşirilmiş çiçekler sunar. Risale-i Nur’u bütünüyle kuşatan bu Kur’ânî iklim, müellifinin dünyasında Kur’ân’ın ...
|
|
|
|
Müsbet Milliyetçilik Var mı?Metin Karabaşoğlu |
10.04.2001 |
|
Risale-i Nur’un gereği gibi anlaşılmasının, bazı engelleri aşmayı gerektirdiğini söylemek sanırım mümkündür. Kimi durumlarda, Risale-i Nur’u anlama yönündeki çabalar bu engellere takılır. Bu ise, eksik ve hatta yanlış anlamalara yol açar. Sonuçta, hepsi Risale-i Nur’a atıfta bulunmakla birlikte, birbirinin zıddı olan anlayışlar dahi zuhur eder.
Bu problemi aşabilmek için ise, en başta ...
|
|
|
|
Risale-i Nur DiliSenai Demirci |
10.04.2001 |
|
Açıklama
Bu yazı, İslam Yaşar'ın "Said Nursî Türkçesi" ve Ahmet Turan Alkan'ın ilgili yazıya getirdiği yazı üzerine kaleme alındı. Burada "Risale-i Nur Dili" başlığı altında şimdilik sadece ana hatlarıyla sunmaya çalıştığım konular üzerindeki mütalaaların bu iki yazıya cevap niteliği taşımadığını, bununla birlikte bu yazıların yazılmasını hazırlayan heyecanı paylaşmak ve çoğaltmak niyeti taşıdığını beli...
|
|
|
|
Risale-i Nur’da ‘İktisat’İnci Şirvan |
10.04.2001 |
|
Said Nursî’nin gerek Eski Said döneminde, gerek Yeni Said olarak ortaya çıktığı 1920’ler ve sonrasında yazdığı makale ve risalelere bakıldığında, onun Osmanlının son döneminde ‘İslâmcılık’ diye tanımlanan akımdan ayrı tutulması gerektiği görülmektedir. Genel olarak İslâmcılık düşüncesinin öncelikli problematiği, ‘Batı karşısında geri kalmışlık’ sorununa İslâm’ı temi...
|
|
|
< !--#include file="inc/nav.asp" -- >
|