GÜNEŞİN YEDİ rengini bilir insan. Ne var ki, o yedi rengin kendisinde
takılıp kalabilir ve o renklerin güneşten geldiğini unutuverir. Buna karşılık,
ehadiyet sırrı, insana yedi rengin Güneşini bildirmektedir.
DÜZ MANTIĞIN aldatıcı cazibesi çokların aklını başından alıp götürse de, birçok doğruların keşfi, ‘düz’ bakışları aşan ‘tersinden’ bakışlarla mümkün olmuştur.
İnsan, bakışını gündelik olayların ‘olağan’ akışına bıraktıkça, ‘alışkanlık’ denilen düşünce tenbelliğine duçar olur ve tefekkür denilen görevini ya hiç yapamaz, ya yanlış adreslere gider veya yarı yollarda tıkanır kalır.
Bir Vahid-i Ehad’in varlığını anlamak için belki en güzel misal olan Güneş karşısında yaşananlar, bunun tipik bir örneğidir.
Güneş deyince, özellikle o tek güneşten gelen sayısız ışık huzmesinin taşıdığı yedi renk; keza ısı, aydınlık vs. gelir akla. Kısacası, güneş der demez, yedi rengi, ısısı ışığı da hemencecik aklımıza düşer.
Ama tersinin aynı hızla vuku bulduğunu söylemek mümkün değildir. Sahi, hangimizin aklına kırmızı denilir denilmez güneş de gelmektedir? Yahut yeşil veya mavi denildiğinde?
Renkler güneşten gelir, o kayboluca renkler de bir siyahlığa bürünerek kaybolur; ama yine de ‘güneşin yedi rengi’ni düşünen dimağlarımıza ‘yedi rengin güneşi’ni düşünmek hayli zor gelir.
Zira, ‘vahdetten kesret’e, birlikten çokluğa dalmaya hazır dimağlarımız, kesretten vahdete, çokluktan birliğe geçiş talimi yaşamamıştır.
Öyle olduğu için de, Allah’ın yarattığını söylediği şu kâinata dalıp da, içindeki çok şeyi sebeplere, tesadüfe, tabiata yahut kendine havale eden nice insan vardır. Ve ‘birlikten çokluğa’ uzanan yolculuğu ‘çokluktan birliğe’ dönmediği sürece, sözkonusu insanın bunun farkına varması bile imkânsızdır,
İşte burada, ‘Ehad’ isminin önemi bir güneş gibi parlar. Ehad, Tek olandır; her bir şeydeki bütün özellikler Kendisinin olandır. Vahidiyet sayesinde Yaratıcıyı yarattığı herşey ile tanıyan insan aklının çoklukta boğulmaması için ehadiyet devreye girmekte; ve O’nu her bir şeyde tecelli eden tüm özellikleri ile tanıtmaktadır.
Güneşin yedi rengini bilir insan. Ne var ki, o yedi rengin kendisinde takılıp kalabilir ve o renklerin güneşten geldiğini unutuverir. Buna karşılık, ehadiyet sırrı, insana yedi rengin Güneşini tanıtmaktadır. O’ndan gelen herşeyi, gene O’na tevdi etmektedir.