Arşiv

 Kevser Kime Verilir?

KUR'AN AYETLERİNİ okurken, insan ifadelerdeki netliği ve kısalığı kolaylıkla farkeder. Alemlerin Rabbi, o alemler içinde yarattığı, idrak ve şuur verdiği kullarına konuşmakta; o kulların neyi ne kadar anlayacağını koca bir kainatın işaret ettiği sonsuz ilmiyle bildiği için, fazladan tek bir kelime bile sarfetmemektedir. İnsanın belirsiz veya genel kaldığında saptırmaya yöneleceği emirler yüklü ayetlerde herşey bir belirsizliğe konu olmayacak şekilde ayrıntılarıyla anlatılırken, çoğu Kur'an ayeti kısadır. Kısalığıyla birlikte yarım, eksik ve müphem değil; açık ve nettir. Nokta kadarcık bir incir çekirdeğine koca bir ağacın proğramını yazan, o kısacık ifadelere de dağ gibi manalar yükler. O kısacık ifadeler, bize ondört asırdır yeniden yeniye keşfedilen sayısız manalar ve hikmetler sunar.

Bu, böyledir.

Kevser Suresi'ni okurken, bunun böyle olduğu bir kez daha görülür. Sûre, en kısa Kur'an suresidir. Yalnızca üç ayet ve on kelimeden oluşmaktadır. Bununla birlikte, Resul-i Ekrem'e (a.s.m), ashabına ve ona "ebter" diyenlere muazzam bir mesaj verdiği gibi ondört asırdır ona muhatap olan milyonlarca insana da muazzam dersler sunmaktadır. Ondört asırdır tefsirleri yazıldığı halde, bu on kelimenin manaları yazmakla bitmemiştir.

Sûre, ilk ayetinde "Muhakkak ki biz sana Kevser'i verdik" mesajını sunar. Bu mesaj, öncelikle Resul-i Ekrem'e yöneliktir. Ama, âyetlere muhatap olan ve bu ayetlerin müjdelediği Kevser'le müşerref olmak isteyen her insan için de hem müjde, hem de o nimete mazhar olmak için o uğurda yaşamaya teşvik içermektedir. Cennette olanlara sunulacak bir ikramdır Kevser. Dolayısıyla, Kevser dendiği anda, insanın zihnine birbiri ardına kıyamet, haşir, mahkeme-i kübra, cennet ve cehennem tasvirleri gelmekte, gafletin onu şu dünyanın fani yüzünde boğdurduğu insan birdenbire ahiret gerçeğiyle tanışmakta, dünya hayatını ahiret gerçeğine göre düzenlemesi gerektiğini birkez daha hatırlamaktadır. Resul-i Ekrem'e Kevser, dolayısiyle cennet verildiğine, yani onun hesap günü Rabbinin rızasına kavuşmuş halde olacağına işaret eden bu kısa ayet, Kevser'e mazhar olmak için tutacağımız yolun onun yolu olduğunu da ihsas eder. Onun yolunu izlememek ise, Kevser'den mahrum olmaktır. Kevser'den mahrum olmak, Cennetten mahrum olmaktır. Cennetten mahrum olmak, cehennem yolcusu olmak manasına gelmektedir. Dolayısıyla, âyet, bizim için taşıdığı müjdenin yanında bir uyarı da yüklüdür.

Kezâ, âyette "vereceğiz" veya "veririz" değil, "verdik" denilmektedir. Bu dünya hayatından sonra ahiret hayatına geçileceğine göre, bir âhiret nimeti olan Kevser için "verdik" ifadesi neden kullanılır? Burada, müşriklerin ağır hakaretlerine uğrayan Resul-i Ekrem'e o kendini bilmezlerin bu tavrına karşılık, tüm alemlerin rabbinin kendisinden ne denli razı olduğu hissettirilmekle birlikte, insanın şu dünyada dahi imanına göre manevi bir cennet yaşayacağına da işaret eder. Bu işaretten haraketle, şirk ve küfür ehli için şu dünyanın da manen bir cehennem hükmünde olduğu anlamını çıkarmak mümkündür.

Üç kelimelik ilk âyetiyle Resulullah'a Kevser müjdesi veren ve içimizde o Kevser'e nail olma iştiyakı uyandıran sûre, ikinci ayetinde ise, Kevser'e uzanan yolun anahtarını verir. "Rabbin için namaz kıl, kurban kes." Yine üç kelimelik bu ikinci ayetin ortadaki kelimesi "li Rabbike"dir ve hem "fesalli"ye, hem "venhar"a bakmaktadır. Bir bakıma âyetin kalbi, ortadaki bu kelimedir: "Senin Rabbin için." Bu ifade, başta ve sonda emredilen iki ayrı fiilin adresini verir. Bu iki fiilin bir fiiller zincirinin başı ve alemi olduğu anlaşılırsa, tüm fiillerin adresini de verdiği görülür.

Kur'ân'ın her yerinde "âminû ve amilu's-sâlihati" sıralaması korunmakta, salih bir amelin ilk şartının temelinin ve hendesesinin "iman" olduğu ısrarla vurgulanmaktadır. Amel-i salih, ancak iman edenlerin kârıdır ve insan ancak imanın derecesine göre salih amellerde bulunur. "Li Rabbike," işte Kur'ân'ın her yerine yayılan bu vurgunun bir başka ifade biçimidir. Namazın gerçekten namaz, kurbanın da gerçekten kurban olması; bu ikisinin alemi oldukları diğer tüm amellerin de gerçekten salih ve makbul ameller sınıfında yer alması, ancak "li Rabbike" ile mümkündür. Gerçekten namaz kılanlar, Rabbi için o namazı kılanlardır. Aynı şekilde, kurban bir hayvanı gelişigüzel yatırıp kesmek değildir. Rabbi için kesmektir.


Metin Karabaşoğlu, "Kevser Kime Verilir- 1"; Yeni Asya , 28 Nisan 1996

  31.12.2003

© 2021 karakalem.net, Metin Karabaşoğlu

  1.  Bu yazının geçtiği eseri incelemek -veya satın almak- istiyorum.



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut