Arşiv

 Onlar ve biz

ONLAR BİZİ ANLAMIYOR. Onlar bize haksızlık ediyor. Onlar çifte standartlı. Biz ise masum ve mağduruz.

Bu anlayış, yıllar yılı bu ülkenin inanmış insanlarını bir ezilmişlik psikolojisine hapsetti. Kendi yaralarımızı teşhis etmekten, o yaralara neşter vurmaktan ısrarla kaçındık. Kendi bünyemize dönük bir eleştirel düşünce geliştiremedik. “Kol kırılır yen içinde kalır” felsefesi bizi katı bir cemaat ruhuna kilitledi. Buradan tavır almak kolaydı, zira fikir üretmemize, çaba göstermemize gerek yoktu: Mağduru oynar ve bize yapılan haksızlıklara isyan ederdik. Bizim haklılığımızı tescil eden şey başkalarının haksızlığıydı.

Yıllarca, reaksiyonerliğin ve ‘haklı ama mağdur’ efsanesinin o fevkalâde serin gölgesinde yaşadık. Resmî tarihe söylenip durduk, ama onu tarih ilminin verileriyle analiz edebilecek, bizim için ifade ettiği anlamı deşifre edebilecek ciddi tarih araştırmaları ortaya koyamadık. Bu arada, kamusal alana dökülmeyen eleştirel tutum, en gevşetilmiş, en vıcık vıcık haliyle şifahî kültürümüze yansıdı, dedikodu başat iletişim biçimlerinden biri oldu.

Oysa, ötekinin ahlâksızlığı benim ahlâklı olduğuma delalet etmez. Onun kötü olması, beni—sadece onun karşısında olmak suretiyle—iyi kılmaya kâfi gelmez.

Bir topluluk mazlumiyet ideolojisini bayraklaştırıyor ve nefis muhasebesini sürekli erteliyorsa, içinde yaşadığı topluma söyleyecek nesi olabilir? Kendi yaralarının farkında olmayan bir bünyenin, ötekinin yaralarını teşhis etmesi ne derecede inandırıcılık taşıyabilir?

Milletin kalbine dayanmış bir hançerin paslanırken çıkardığı gürültüdür etrafımızdaki. Sen buna yalnız sloganlarla karşı koymayı tercih edemezsin. Bu ülkeye dair özgün sözler söylemenin, özgün çözümler üretmenin zamanıdır şimdi. Artık yapmadıklarımızla övünebileceğimiz bir zaman dilimini geride bıraktık; bu ülkeye getirebileceğimiz bir tazelenme, bir ümit atmosferidir peşinde koşacağımız: ‘Biz ve onlar’ın ortaklaşa yaşadığı sorunlara hangi çözümleri üretebileceğiz? Bu ülkede demokrasi ve adaletin aksayan yönlerini düzeltmeye ne kadar talibiz?

Mağduriyet psikolojisi, artık başarısızlıklarımız için bir özür teşkil edemez, etmemelidir. Saat işlemeye başlamıştır. Gün yeni bir gündür ve yeni günde yeni sözler söylemek icap etmektedir.

  17.02.2005

© 2021 karakalem.net, Kemal Sayar

  1.  Bu yazının geçtiği eseri incelemek -veya satın almak- istiyorum.



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut