Salgını sağaltmak: İmtihan ve imkanlar

Zeyneb Hafsa

İçinde bulunduğumuz salgın musibeti herkes için imtihanlar barındırıyor. Bu zorlu imtihanlardan başarıyla çıkmak ve bu musibeti kazanca dönüştürmek mümkün. Anahtar ise ufacık bir virüsten neşet eden bir olayla bu derece uzun soluklu ve derinlemesine etkilenmesinden hareketle insanın, acziyetini anlayıp sığınılabilecek yegâne varlığa muhtaçlığını özümsemesinde saklı.


MALUM OLDUĞU ÜZERE bir buçuk seneden uzunca bir süredir Covid-19 denilen pandemi süreci ile yaşıyoruz. Bu süreci farklı kılan bir özellik, yalnızca ülkemiz için değil fakat bütün dünya için geçerli olması. Bu da sanırım özellikle dünyanın “küresel bir köy” olması ile yakından ilgili. Fakat buna dair tespitleri işin erbaplarına bırakıp asıl odaklanmak istediğim noktaya geçiyorum: sürecin imtihanları ve kazançları.

İmtihanlar

Söz konusu süreç hemen herkes için ciddi bir imtihan oldu. Hatta bundan bebekler, çocuklar dahi nasibini aldı. Pandemi, genel bir imtihan olmasının yanında bireyler için özgün birer imtihan vesilesi de oldu/oluyor. Kişisel imtihan sebebinin insanların zayıf yanları -ve dolayısıyla güçlendirmeleri gereken yanları- mı yoksa başka sebepler mi olduğunu tam olarak bilmek zor olsa da neticede kişisel imtihanların vaki olduğu bir gerçek.

Peki bu imtihanlar nelerdir? Her şeyden önce hastalık, ona bağlı ölüm, insanların sosyallikten uzaklaşıp kendi içlerine kapanması, kavgalar, boşanma, ekonomik sıkıntılar ve bütün bunlarla ilişkili psikolojik zorluklar bu kapsamda ilk akla gelenler. Bunların hepsi normal vakitlerde de zor olan imtihanlar iken pandemi ortamında daha da ağırlaştığını düşündüğüm imtihanlar. Zira her zaman geçerli olan ama bizim çok idrak edemediğimiz “belirsizlik” unsuru bu süreçte çok daha açığa çıkmış durumda. Sonra hem sürecin hem de süreci yönlendirenlerin altını çizdiği korku ve kaygı atmosferi de mevcut fazlasıyla. Bunun ne kadarının olanla ilgili olduğu ne kadarının ise yapay bir şekilde dışarıdan empoze edildiği, işlendiği ise önemli bir başka tartışma konusu.

Yine normalde de vaki olan ama bu süreçte çok daha fazla fark ettiğimiz, “irademiz dışında bir şeylerin gerçekleşmesi durumu”nda bizim neler yapabileceğimiz meselesi ayrıca önem kazanıyor ki imtihanları hayırlısıyla atlatabilelim. İşte tam bu noktada ilk yapılacak şey, bunların sadece bize has olmayan birer imtihan olduğunu idrak etmek. Sonra da her bir imtihanda o imtihanı güzelce atlatmak için yapılabilecek fiili ve kavli duaları gerçekleştirmek. Lakin bunlar çok çeşitli olduğu için bu yazıya sığdırmak zor. Yine de hemen her süreç için olumlu olabileceğini düşündüğüm bir tanesinden bahsetmek istiyorum: pandeminin kazançlarına odaklanmak.

Kazanımlar

Pandeminin kazançları da var mı ki demeyin zira birazcık düşünülecek olursa hemen herkes kendi yaşantısından hareketle bu listeye bir şeyler ekleyebilir. Örneğin, yukarıda saydığım şeylerin -sağlık gibi- öneminin anlaşılması ve buradan hareketle şükre gidilmesi önemli bir kazanç.

Bir başka kazanç, insanın sosyal bir varlık olduğunun çok net anlaşılması ile insanın insanî münasebetlere dair ihtiyacının idrakidir. Söz konusu ihtiyaç hem maddi hem manevi anlamda tezahür etmektedir. Bu ihtiyacın anlaşılması, insanî münasebetlerin sağlamlaşması adına da önemli bir husus.

Neticede ise görünürde ufacık bir şeyden neşet eden bir olayla bu derece uzun soluklu, yaygın ve derinlemesine etkilenmesinden hareketle insanın aslında ne kadar da aciz olduğunu anlayıp acizliği için sığınılabilecek yegâne varlığa, bir Yaratıcıya muhtaçlığının aşikâr olması çok önemli bir kazançtır.

  05.09.2021

© 2021 karakalem.net, Zeyneb Hafsa



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut