Kudüs’ü Kuds-i şerîf yapanlar

Zeyneb Hafsa

Şehrin üstünde sanki manevi saldırılara karşı gerilmiş metafizik bir ‘demir kubbe’ varmış gibi, hiçbir şey Kudüs’ü sarıp sarmalayan manevi atmosferin varlığını bozamıyor. İlk kıblemiz orasıyken böyle bir atmosfer nasıl var olmasın ki?



KUDÜS’ÜN MÜSLÜMAN bölgesine varınca Tel Aviv ve Kudüs yolu boyunca görülen resim hemen değişiyor: keşmekeş, düzensizlik ve kirlilik var her yerde. Müslüman halkın ekonomik yetersizliği, onlara ulaşmayan hizmetler vb. sebepler varmış bunun gerisinde.

Yine de tüm şehri sarıp sarmalayan manevi atmosferin varlığını hiçbir şey bozamıyor. Böyle bir atmosfer nasıl var olmasın ki? İlk kıblemiz ve ikinci mescidimiz olan Mescid-i Aksa, Hz. Musa’nın kıblesi olarak anılan muallak taşı ve Peygamberimiz’in (aleyhissalatuvesselam) Miraç gecesi yükseldiği yerdeki ayak izinin üzerine inşa edilen Kubbetü’s-sahra, Tur Dağı olarak bilinen Zeytin Dağı, Selman-ı Farisi’nin makamı ve Rabiatü’l Adeviyye’nin kabr-i şerifi varken manevi havanın yoğun olması gayet tabii diye düşünüyorum.

İçiyle, dışıyla bir inci: Kubbetü’s-sahra

Hristiyanlar ve Yahudilerce önemli sayılan yerler de mevcut: Hz. İsa’nın çarmıha gerildiğine inanılan Kıyamet Kilisesi, Hz. Meryem’in gömülü olduğuna inanılan Meryem ana türbesi, Gözyaşı Kilisesi ve Hz. Davud’un kabrinin de içinde yer aldığı Sion tepesi gibi. Bu arada ufak bir not düşeyim. Hz. Davud’un –Yahudilerce o bir peygamber değil de kral olarak anılıyor- kabrinin çevresi ortadan ikiye ayrılmış durumda. Bunun sebebi, ziyarete gelenlerin erkek ve kadın grubu olarak ayrı ziyaret alanlarına sahip olmaları.

Kudüs içerisinde beni en çok etkileyen şeyi soracak olursanız, hanımların namaz kılması için tahsis edilen Kubbetü’s-sahra derim. İçiyle dışıyla hem çok güzel hem de çok dinlendirici ve huzurlu bir mekân. Bir de buradan merkeze açılan eski dar sokaklara bayıldım. Kudüs’teki taş evler de gözlerimi alamadığım bir diğer güzellik oldu.

Kudüs’ün çevresi de kudsîlerle dolu

Kudüs’ün yakın çevresindeki yerler de bir o kadar önemli ziyaret noktalarını barındırıyor. Örneğin, el-Halil şehrinde Hz. İbrahim ve evlatlarıyla onların eşlerinin kabirleri yer alıyor. Hz. Yusuf da bu şehirde medfûn. Şehir yolu üzerinde Hz. Yunus’un türbesi de yer almakta. Kur’an’da adı geçen birçok peygamberin izleriyle dolu hale gelmiş hissediyor insan kendini.

Beytüllahim’de ise Hz. İsa’nın doğduğu yeri görmek mümkün. Yine Hz. İsa’nın bir süre inzivaya çekildiği yerin de olduğu Eriha, dünyanın en eski yerleşim yeri olarak geçiyor. İnsanoğlunun yeryüzü macerasının başladığı yerleri ziyaret etmek farklı bir his uyandırıyor insanda.

Eriha yakınlarındaysa Lut Gölü yer alıyor. Lut Gölünün yakınlığından mı bilinmez, Eriha’da, hiçbir yerde hissetmediğim sıcak ve ağır bir hava hissettim. Son olarak, Kudüs ile Eriha yolu üzerinde Hz. Musa’nın makamı bulunuyor. Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde hem maddi hem manevi serinlik sağlayan bir yer burası.

  23.01.2017

© 2021 karakalem.net, Zeyneb Hafsa



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut