Kanunları Okuyabilmek

Harun Pirim

KANUNLAR DÜZEN arayışımızın köşe taşları olmakla birlikte, sınırsız eğilimlerimizi kısatlayabildiği için soğuk, sevimsiz bir suret arz ediyor. Beşeri kanunların durumu böyle. İlahi kanunlar ise görünürde kısıtlayıcılığlıyla birlikte yaşamamızı kolaylaştırıcılığı, adilane ve hikmetli paylaştırıcılığı ile, ikramperverane düzenleyicilik gösteriyor. Bu kanunlar ile günümüz aydınlanıyor, mevsimler değişiyor, yiyip içtiklerimiz en uygun şekilde ihtiyaç mevkilerine en uygun miktarlarda dağıtılıyor. Fizik ilminin matematik denklemlerle ifade ettiği kanunlar- yer çekimi kanunu, kütle kanunları, kütle enerji korunum kanunu, termodinamik kanunları, elektrostatik kanunları, ve kuantum kanunları- insanlığın ortak gayreti ile dünyayı, kainatı ve içindeki etkileşimleri anlama gayretini resmediyor. Bütün ilim dalları, kendi dilleriyle kainatta tercih edilmiş düzeni ortaya koyar iken, büyük resimde görünen başta hayatın kendisi olmak üzere hayatsal faaliyetlerin devamı için hazırlıkların yapılmış olduğunu ve sürekli yapılmaya devam ettiğini akıllara gösteriyor.

Genel olarak canlıların DNA’sı maddelerine hakim, hayatsal faaliyetlerini düzenleyen kanun hükmündedir. İnsan ruhu da bedene hükmeden şuurlu bir kanundur. Kanun mahiyet olarak irade sıfatından gelmektedir. Emir alemindendir. Kanunların arkasında kanun koyucunun isimleri vardır. Her bir parçacığın alın yazısını özel yazmış olan Kayyum ismi tecellileriyle sürekli faaliyetlere hükmeden kayyumiyet kanununu işletiyor. Hayvanlar ve insanların faaliyetlerinden aldıkları lezzetlerden anlaşılan bir ikram kanunu işliyor ki arkasında Kerim, Rahman gibi isimleri okutturuyor. Her şeyin yerli yerine konmasıyla an be an temizlenen kainatta bir temizlik kanunu okunuyor ki arkasında Kuddus ismi okunuyor. Kalbimize güzel gelen ne kadar manzara var ise bir güzellik kanununa tabi olarak güzelleşiyor ki arkalarında Allah’ın güzel isimleri işliyor; o manzaralar o güzel isimlerin istediği şekle girdikleri için güzelleşiyorlar.

Kainatın genelinde okuyabildiğimiz makro ve mikro ölçekli yardımlaşmalar, destek olmalar, el ele bir gayeye hizmet etmeler bize örnek almamızı salık veren kanunları öğretiyor. Yavruları muhafaza eden şefkat kanunu, ölçülülük ve intizamla gelen adalet ve hikmet kanunları, her şeyi ona layık kemaline yönlendiren terbiye edicilik kanunlarını örnek alan insan, Allah’ın ahlakıyla ahlaklanıyor. Allah’ın irade, kudret sıfatlarından gelen kainat kitabının tazammunları ne ise kelam sıfatından gelen Kur’an da o tazammunlara sahip. Kur’an ve uygulaması, açıklaması sünnet bütünlüğündeki İslamiyet de kainat kanunlarının insana uyarlanmasıdır bir anlamda. İslam güzel ahlaktır. Kaninat kitabındaki kanunları okuyup anladıkça kişinin İslamı da açılıp zenginleşecektir. Zaman geçtikçe Kur’an’ın gençleşmesi gibi, Kainattaki kanunların daha da farkına vardıkça İslam da gençleşecektir. Muhakemat[1]’da Kur’an’ın yüksek meclisine giren kainatın her bir ferdinin bir vazifesi de şöyle ifade edilmiş:

‘Herbiri birer nev’in nümunesi olduklarından, hilkatte cârî olan kavanîn ve nevâmis-i İlâhiyeye İslâmiyeti tatbik ve mutabık olduğunu ispat–tâ o nevâmis-i fıtriyenin imdadıyla İslâmiyet neşvünema bulsun.’

Her bir fert ve temsil ettiği tür, diğer fert ve türlerle olan etkileşim biçimleriyle okutturdukları kanunlarla, İslam’ın bu kanunlara mutabakatını ispat etmek suretiyle İslamiyet’in farklı zamanlara hitap eden/edecek güzelliklerini açığa çıkarmaktadır. İnsan da bu kanunlara uyabildiği ölçüde insanlığını açığa çıkarabiliyor. Adil, hikmetli, şefkatli, ikramperver bir hale gelebiliyor.


[1] Said Nursi, Muhakemat, Birinci Makale

  11.03.2019

© 2021 karakalem.net, Harun Pirim



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut