Gölge

Harun Pirim

GÖLGE, ZILL gizemlidir, kesinliği yok gibidir, koruyucudur, serinleticidir. Gölge, bedenimiz kadar bizimle bitişiktir, gerçektir. An be an değişim içindedir, ışığın tamamen nüfuz edemediği ortamların geçişli renkleridir, dokunulamayan şekilleridir. Üç boyutlu cisimlerin, iki boyuta projeksiyonudur. Fizikçilerin açıklamalarına göre aslında gölge, karanlıktır, yani ışığın erişemediği hacimdir ki bu anlamıyla gölge üç boyutlu olup, bedenimiz ile gördüğümüz iki boyutlu gölge arasındaki boşluktur[1]. Güneş ışığının yansımalarının evimize girişini tamamen engelleyebilirsek, üç boyutlu gölge içinde olduğumuzu anlarız. Işık ise elektrik alanın manyetik alan, manyetik alanın ise tekrar elektrik alan oluşturduğu döngünün hızla tekrarlanmasıdır. Maxwell(ö. 1879), bu ışık hızını saniyede 300,000 km olarak hesaplamış[2]. Bizim görebildiğimiz ışık, elektromanyetik tayfın ince bir dilimine tekabül eden metrenin 400-700 milyarda birinden(nano metre) ibaret(saç telimizin genişliğinin yüzde biri)[3]. Daha uzun dalga boyları görebilmemiz için gereken hücre içi kimyasal tepkimeleri tetikleyemez iken daha kısa dalga boyları aşırı enerji taşıyarak hayatın kimyasını tahriş edebilir. Buraya kadar olan ışık, gölge bilgileri görmemize ilişkin hazırlanmış hassas ölçüleri hissettiriyor, fizik alemin göremediğimiz kısımları olduğunu anlatıyor. İntizam, irade, kast, ilim, uyum, inayet okumalarına zemin teşkil ediyor.

Dikkat çekici noktalardan birisi, gölgenin adeta pasif, ikincil, tabi ve tabii yani doğal ya da kendiliğinden çıkıveren bir olgu olarak algılanabilmesi. Ölümün, hayata nispetle yokluğa daha yakın düşünülebilmesi gibi, gölge ya da karanlık da ışığa kıyasla yokluğa nispet edilebilir. Hayatın olmayışı telakkisindeki ölüm, ışığın olmayışı telakkisindeki gölge. Halbuki hakikat ışığı Kur’an ile görüyoruz ki ölüm bir yokluk hiçlik değil, bir yaratılış: ‘O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır.’[4] Karanlık, bir anlamıyla gölge de var ediliyor: ‘Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur.’[5]

Karşı duvardaki gölgemizi, duvar aynasında kesif olan bir cismin bir tür yansıması, tecellisi olarak düşünebiliriz. Bu anlamda gölge görünen yeri bildiğimiz aynaya yavaş yavaş dönüştürecek olur isek daha detaylı gölgemizi en nihayetinde de kendimizi (çok detaylı yansımamızı) göreceğiz. Dolayısıyla gölge farklı aynalardaki bir tecelli olması yönüyle misal alemindendir denilebilir.

Kainat tablosunun her bir pikseli de özenle seçiliyor. Dijital görüntünün en küçük birimi piksel ile gölgenin en küçük birimine gönderme yapıyorum. Fiziksel kainatın duali diyebileceğimiz misali bir kainattan bahsediyoruz ki her birimizin gölgesi olduğu gibi kainat büyük insanının da bir gölgesi olsa gerek: ‘Göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah’a boyun eğer.’[6] , ‘Allah’ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların gölgeleri Allah’a secde ederek ve tevazu ile boyun eğerek sağa ve sola dönmektedir.’[7] Bu bağlamda gölge bizi misal alemlerine taşıyor ve fiziksel alemlerin dışında alemlere gözümüzün önünde her an örneklik teşkil ediyor. Maddi alem, mana alemine delil oluyor: ‘Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu sabit kılardı. Sonra biz güneşi gölgeye delil kıldık.’[8] Ayet bir taraftan gölgenin sürekli değişiyor olmasının tesadüf olmadığını hatırlatarak zihnimizi, kalbimizi tevhide götürürken diğer taraftan güneşin gölgeye delil oluşunu ifade ediyor. İlk bakışta zihin bir terslik görebilir. Gölgenin güneşe delil olması beklenebilir. Güneşin gölgeye delil olmasının bir anlamı, maddi alemin mana alemine, şehadet aleminin gayb alemine delalet etmesi olabilir. Bediüzzaman’ın diliyle ‘Âlem-i şehadet, avâlimü’l-guyûb üstünde tenteneli bir perdedir.’[9]


[1] https://www.askamathematician.com/2012/12/q-are-shadows-2-dimensional-are-there-any-real-examples-of-2-dimensional-things-in-the-universe/

[2] https://cosmosmagazine.com/physics/what-is-light

[3] A.g.e.

[4] Bkz. Mülk:2

[5] Bkz. Enam:1

[6] Bkz. Rad:15

[7] Bkz. Nahl:48

[8] Bkz. Furkan:45

[9] Said Nursi, Mektubat, Hakikat Çekirdekleri

  03.03.2019

© 2021 karakalem.net, Harun Pirim



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut