Her dem ibâdet

Zeyneb Hafsa

Derseniz ki “hızın esir ettiği hayatlarımızda durup her eyleme nasıl bir ibâdet ruhu giydireceğimizi mi düşünelim?” Bunu tecrübe etmeye çalışan biri olarak hakikaten bir zorluğu olmadığını, bilakis çok iç rahatlatıcı, hayata anlam katıcı ve özellikle de ev işlerinin insanı iyice tüketen, hatta aşağı sınıf eylemler olarak algılandığı günümüzde insanın kişiliğini tamir ve tazim edici olduğunu söyleyebilirim bu bakış açısının.


MUHAMMED ABDUH, Fatiha Suresi’nin tefsirini yaparken surenin temelinde düşünen insana ibâdet ruhu aşılama amacı yattığını dile getirir. Kendi tabiriyle ‘ibâdet ruhu’ ise Allah lütfunu arzulama, o lütuftan mahrum kalmaktan çekinme halidir.

Bir de ekler: “Dil ve uzuvlar sonra girer işin içine. Yani hareket ve ameller ibâdetin hakikatine ulaştıran vasıtalardır.”

Velhasıl, ibâdetin önce özü, ruhu oturmalı ki bedenî ibâdetler için güzel bir kalıp oluşmuş olsun.

Gündelik eylemlere ibâdet ruhu giydirmek

Abduh’un yukarıdaki tespitlerinin bir başka boyutu olduğunu daha düşünüyorum. Şöyle; kendisinin ‘ibâdet ruhu’ olarak tanımladığı hal hissedildikten sonra üzerine (meşru olmak kaydıyla) her ne hareket, fiil, söz bina edilirse edilsin, o şey ibâdet hükmündedir.

Örnek olarak ev temizleme eylemini ele alalım. Eğer bu, angarya, yapılıp kurtulunması gereken bir eylem olarak hissedilip öyle icra edilirse gerçekten de bir angarya olmaktan öteye gitmez. Evet, eviniz temizlenmiş olur, lakin siz yorulduğunuzla kalırsınız, o kadar.

Oysa bu eyleme başlarken, ‘Allah’ın imana atfettiği temizlik halini elde etmek için’ diye niyetlenirseniz hem bu eyleme ibâdet ruhu giydirmiş hem de manevi bir tat edinmiş olursunuz. Böylece ibâdet etmek ve dahi ibâdet etme hissiyatını elde etmek için illa namaz vaktini beklemeniz gerekmez.

Kişiliği tamir ve tazim eden bir bakış açısı bu

Yukarıdaki örneğe binaen demek istenilen tabii ki namazı temizlik gibi bir eylemle aynı kefeye koymak değil. Amaçlanan, ibâdet ruhu taşıyan bir niyetlenişin, hissedişin gündelik bir eylemi dahi ibâdet mesabesine ulaştırabileceğini izah etmek.

Bunun benzeri daha birçok örnek de verilebilir. Ha şimdi siz derseniz ki “hızın esir ettiği hayatlarımızda hiç işimiz yok da durup her eyleme nasıl bir ibâdet ruhu giydireceğimizi mi düşünelim?” Ben de size yukarıdaki örneği tecrübe etmeye çalışan biri olarak bunun hakikaten bir zorluğu olmadığını, bilakis çok iç rahatlatıcı ve hayata anlam katıcı olduğunu söyleyebilirim.

Özellikle de ev işlerinin iyice angarya, insanı tüketen, hatta aşağı sınıf eylemler olarak algılandığı günümüzde insanın (özellikle de kadının) kişiliğini tamir ve tazim edici buluyorum bu tarz bir bakış açısını.

  05.11.2013

© 2021 karakalem.net, Zeyneb Hafsa



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut