DERİN FİTNE, yakıcı sefahat, yıkıcı zulüm; normal düşünce, normal amel, normal niyet, normal samimiyet kabul etmez; en az onun kadar derinlik, en az onun kadar teyakkuz, en az onun kadar karşı duruş gerektirir.
Fitne derinliği uhuvveti bozuyor, muhabbeti azaltıyor, ittifakı etkisiz kılıyorsa; kalpler kuşatılmış, zihinler zindana itilmiş, hisler esir edilmiş, vicdan etkinliğini yitirmiştir.
Kalp hasta, akıl istikametsiz, zihin zikzaklarla dolu, hisler hoyrat, latifeler başıboş. Boşluk; boşluk kabul etmez, yerine bir şey gelir. Hayrın, iyinin, güzelin olmadığı yere çirkinlik gelip yerleşir, kötülük gelir oturur.
Tefekkür ameliyesi yeterince yapılmıyor, tezekkür coşkunluğu yaşanmıyor, Kur’an kâinatla, kâinat Kur’an’la beraber okunmuyor, küreleri Kehkeşanları bir arada tutan kuvvet görülmüyor, muhabbetin vüsatı hissedilmiyor, uhuvvetin gücü anlaşılmıyor, hadiselerin melekût boyutu düşünülmüyorsa; kalp ordusuyla, akıl askerleri; şeytani nefis ordularına nasıl karşı duracak, nasıl karşı hücuma geçecek?
Komplo kurmacası ardına sığınmak kolay; zor olan kalple yüzleşmek, akılla bakışmak, eksikliklerini görmek, farkında olmadığı nefsi tiryakiliği fark etmek ve terk etme yoluna gitmek, dünyayı ayaklar altına almak, kınamacıların kınamalarına aldırış etmemek, beklentisizce yürümek…
Mülkün esiri olmamak, melekûtun sevdalısı olmak; zamana yenilmemek, zamanı hakikatle yenilemek, hikmetle işlemek…
Böylesi derinlik, duyarlılık ve teyakkuz; afaktan ve enfüsten gelen saldırılara karşı koydurur, dik ve diri tutar; iman ehli arasında muhabbet ve uhuvvet kavi olur, ayartıcı, avutucu, uyutucu fitneler tesirsiz kalır, hayat izzet ile yaşanır, hukuk korunur.
İmani hayat her günde, her anda yenilenmek ister; yenilenmezse nefsin isteklerine gem vurmak güçleşir, fitnelere duyarlılık azalır, muhabbetin ehemmiyeti, uhuvvetin kıymeti gönülden düşer; ehli iman birbirine düşürülür, kalpler kırılır, nazarlar dağılır, güç ve kuvvet elden gider, saldırılara açık hale gelinir.
Yaşadığımız devirde yaşanılan incitici hadiseler, üzücü gelişmeler, ürkütücü tablolar; bizi kendimize, kalbimize, aklımıza, vicdanımıza çağırıyor; imanda derinlik, tefekkürde ufuk, tezekkürde vüsat, duada ubudiyette ibadette, halde, yaşayışta ihlas, sebat, sadakate çağırıyor… “Müminler kardeştir” i hatırlatıyor.
Evet, yeryüzündeki bütün müminler kardeştir ve kardeşliğin gereği kenetlenmek zorundadırlar. Dünyalaşmış dünyanın ordularla hücumu başka nasıl durdurulacak, derin fitnelerine nasıl direnilecek, aldatıcı oyunlarına nasıl aldanılmayacak, ayartılarına nasıl kanılmayacak?