Birliktelik

Harun Pirim

GEÇENLERDE İŞLETME alanında nam yapmış Hint asıllı Amerika’lı bir profesörün seminerinde bulundum. Haliyle işletmelerin 21. Yüzyıldaki durumlarını ve değişen rekabet koşullarını ele alıyordu kendisi. Bir sözü kimin söylediğinin önemine binaen sahasında yapmış olduğu tespitleri önemli buldum. 20. asrın bilgi çağı olduğunu ifade etmesinin ardından, içinde bulunduğumuz asrın ise işbirliği (collaboration) asrı olacağını söylüyordu. Hatta insanların rekabet edebilmelerinin yolunun dahi işbirliği üzerinden geçmek zorunda kalacağını ifade etti. Adı, beyin fırtınası, sinerji, takım çalışması her ne olursa olsun ortada bir gerçek duruyor. O da birlikteliğin gücü ve götüreceği kemal. Vakıa böyle iken birlikteliği sorguladığımda, her birlikteliğin kemale çıkmadığını hatta bazen ateş-barut misali birlikteliklerin nice tahribatları netice verdiği hatrıma geldi. Kesrin paydasındaki birleşmelerin rakamın değerini azaltması misali1 .

İhtiyacın medeniyetin üstadı2 olmasıyla birlikle, ihtiyaçlar farklılaşıyor ve fazlalaşıyor. İhtiyaçları karşılayabilmek için külli çözümler gerekiyor. Külli çözümleri bulabilmenin yolu da birliktelikten geçiyor. Birlikteliğin bir şubesi olan ortak akıl, içinde bulunduğumuz medeniyetin mimarı olan bilim ve teknolojiyi üretiyor. Haliyle insanın birey olarak acizliği artıyor. Diğer bir ifade ile acz-ı beşer ziyadeleşiyor. Bu durum da insanı birlikte iş yapmaya iten temel saiklerden birisi olarak karşımızda duruyor.

Birliktelik meselesine dönecek olur isek, sağlıklı birliktelik nasıl olabilir sorusunu ortaya atalım. Öncelikle birlikteliğe adım atabilecek kabiliyette olmak, yani şahsen bir marifet sahibi olmak ya da en azından bir marifet gayretinde olmak gerekiyor. Su birlikteliğinin oksiyen ve hidroyen kabiliyetlerinden çıkması gibi. Ezeli kelamı hatırlayacak olursak, “Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Haydi, öyleyse hep hayırlara koşun yarışın, nerede olursanız olunuz Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz k i Allah her şeye kadirdir” 3 ayeti bize düşenin koşmak, marifet kesp etmek olduğunu, koşar halde olanların ise birlikteliğe namzet olduğunu çok anlamlarından bir anlamıyla ifade ediyor.

Bir marifet peşinde olmaksızın teşekkül etmiş ya da etmekte olan birliktelikler ise ne bireye ne de gruba fayda, kemal getirmeyecek gibi gözüküyor. Bizi kâmil birlikteliğe götürecek olan uhuvvet, ittihad-ı maksat, ittifak-ı vazife formulünün teorik alt yapısında ise yine marifet yolu karşımıza çıkıyor: “İttihad, cehl ile olmaz. İttihad, imtizac-ı efkârdır. İmtizac-ı efkâr, marifetin şua-ı elektriğiyle olur” 4 . Birlikteliğe namzet olabilmek ümidiyle...




1. Hakikat Çekirdekleri, 74 Haşiye

2. Sünühat

3. Bakara*148

4. Münazarat

  10.10.2008

© 2021 karakalem.net, Harun Pirim



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut