ZÜHD YOLUNUN büyük isimlerinden Fudayl b. İyaz, evvelce, yol kesen bir eşkiya idi. Serahs ile Ebîver arasında yol alanlar, Fudayl yüzünden, korku içinde yol alırlardı.
Fudayl’ın böyle bir hayatı bırakıp zühd yoluna baş koymasının sebebi, bir gece ardı ardına yaşadığı iki olaydı.
Fudayl, bir cariyeye âşık olmuştu. Gece vakti, cariyeyi görmek için efendisinin evinin duvarına tırmanırken, komşu evlerden birinde bir hâfızın okuduğu âyetler kulağına geldi.
Hâfız:
“Mü’minlerin kalblerinin, Allah’ın zikri karşısında huşû duymalarının zamanı gelmedi mi?” (Hadid, 57:16) mealindeki âyeti okuyordu ki, Fudayl’ın içi huşûyla doldu ve birden:
“O an geldi yâ Rabbi! O an geldi yâ Rabbi” deyip derhal geri döndü.
Derken, gece vakti yolu bir harabeye uğradı. Geceyi burada geçirirken, yakında bulunan bir insan topluluğundan birinin arkadaşlarına:
“Burası tekin yer değil. Buradan kalkıp gidelim” dediğini işitti.
Diğerleri ise:
“Yol buradan daha tekin değil. Burada sabah edelim. Çünkü gecenin bu saatinde Fudayl bizim yolumuzu keser” diye itiraz ediyorlardı.
Fudayl, bu hadise üzerine bir kere daha tevbe etti ve kendisinin kim olduğunu belli etmeden:
“Korkmayın” dedi. “Fudayl’ın yolda size birşey yapacağını sanmıyorum.”
Sonra da Kâbe yollarına düştü.
Mekke’ye gelerek, ölünceye dek, Kâbe’ye komşu olarak zühd ve takva içinde yaşadı.