En iyi yol

ARTIK İYİCE ihtiyarlamış aile dostlarını ziyarete gitmişti. Babası vefat ettiğinden beri, babasının dostlarının onun gözündeki yeri daha da büyümüştü. Onları ziyaret hem babasına ait hatıraları canlandırıyor, hem de bu tecrübe yükü insanlardan her ziyarette yeni şeyler öğreniyordu.

O gün de hal hatır faslından sonra konu oradan oraya gitmiş, nihayet adam içindeki sıkıntıyı açma imkânı bulmuştu:

Boğazında düğümlenen sözleri, gözlerinden yaşlar akar halde nihayet ihtiyar aile dostuna açabildi:

“Birileri benim hakkımda çirkin bir dedikodu ürettiler” dedi. “Ne yapmamı tavsiye edersin?”

İhtiyar adam sordu:

“Bu dedikoduların bir aslı var mı?”

Adam, öfkeyle:

“Hayır” dedi. “Aslı astarı yok; tamamen düzmece. Beni çıldırtan da bu ya...”

Bu cevap üzerine, ihtiyar dostu gülümseyerek:

“Öyleyse hiçbir şey yapma” diye tavsiyede bulundu.

İtiraz yollu:

“Hiçbir şey yapmamak mı?” diye sordu adam. “Ben ise onları hakkımda dedikodu yaptıklarına pişman etmek istiyorum.”

Yaşlı adam başını iki yana salladı:

“Hayır, yapma. Bu dedikoduyu duyanlar yüzden bir kişidir. Dedikoduyu doksan dokuz kişiye de duyurmak mı istiyorsun?”

Genç adam, tereddütle:

“Hayır” cevabını verdi.

İhtiyar dostu devam etti:

“Esasında, arkadaşların böyle bir dedikoduya inanmazlar. Peki, hiç düşmanın var mı?”

Genç adam, biraz düşündükten sonra:

“Belki bir-iki tane” cevabını verdi.

“Bunlar sevilen kimseler mi?”

"Hiç de değil” dedi adam. “Kimse mecbur kalmadıkça onlarla yüz-göz olmak istemez.”

Yaşlı adam, gülümseyerek:

“Görüyor musun?” dedi. “Bütün üzüntün boşmuş. Gel seninle biraz kıra çıkıp dolaşalım da, hiddetin geçsin.”




(Rebecca Burris)

  23.02.2007

© 2021 karakalem.net, İsmail Örgen



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut