Nasıl istersen!

ABDULLAH B. Cüd’an, Cahiliye devrinin en önemli isimleri arasındaydı. Güçlülerin güçsüzleri ezdiği o dönemde, Abdullah b. Cüd’an, insanların hakkına riayet etmesi, köleleri özgürlüğüne kavuşturması, misafire ikramda bulunması ile şöhret bulmuştu. Kendisi, Hz. Peygamber’in gençliğinde kurulan, içinde Hz. Peygamber’in de olduğu ve güçlülere karşı zayıfları, zalimlere karşı mazlumları, haksızlara karşı haklıları korumak üzere oluşturulan Hılfu’l-Fudûl’e önayak olanlar arasındaydı. Öyle ki, Hılfü’l-Fudûl onun evindeki bir toplantıyla kurulmuştu.

Gelin görün ki, bu iyi insan, gençliğinde kendisiyle Hılfu’l-Fudûl’ü oluşturdukları Muhammed’in ‘Resûlullah’ olarak davet ettiği hak dine tâbi olmakta ayak diremiş, putperestlik ve şirkten yüz çevirmemiş ve o şekilde ölüp gitmişti.

Günlerden bir gün, Hz. Âişe, Abdullah b. Cüd’an’la ilgili bir merakını Resûlullah’a açıp:

“Yâ Rasûlallah! Abdullah b. Cüd’an Cahiliye devrinde misafirleri ağırlar, köle azad eder, akrabalık haklarını yerine getirir, komşularına iyilik ederdi!” diyerek sordu:

“Bunların ona ahirette bir yararı olacak mı?”

Peygamberimiz Aleyhisselam, cevaben:

“Hayır! Bunların ona ahirette bir yararı olmayacaktır!” dedi ve sebebini açıkladı:

“Çünkü o bir gün bile ‘Allahım! Kıyamet günü beni bağışla!’ dememiştir. O, yaptığı bu iyilikleri övülmek için yapmıştır. Övülmüştür de!”

Efendimiz, daha sonra şöyle buyuracaktı:

“Kim Allah’a kavuşmayı isterse, Allah da ona kavuşmayı ister! Kim de Allah’a kavuşmayı istemezse, Allah da ona kavuşmayı istemez!”

  18.11.2005

© 2021 karakalem.net, İsmail Örgen

  1.  Bu yazının geçtiği eseri incelemek -veya satın almak- istiyorum.



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut