SUNUŞ
TELİF EDİLDİĞİ GÜNDEN BUGÜNE milyonlarca insanın imanının kurtulmasına vesile olan Risale-i Nur’dan, yine de, henüz hakkıyla istifade edilemediğini düşünüyorum. İnsanın temel soruları, insanlığın tarihi, hususan İslâm tarihinin ana seyri dikkate alınarak okunduğunda, Risale-i Nur’un belli bir coğrafyaya ve dar bir zamana sığmayan bir Kur’ânî tefekkür manzumesi ve sünnet-i seniyye üzerinde temellenmiş bir hayat modeli sunduğu görülür. Risale-i Nur’un Kur’ân’ın rehberliği ve Resûl-i Ekrem’in (a.s.m.) yol göstericiliği ekseninde sunduğu tefekkür, insanın ve insanlığın, hususan ehl-i imanın temel problemlerine karşı anlamlı çıkış yolları önermektedir. Ne var ki, Risale ummanındaki incilerin çıkarılıp gözler önüne serilmesi ciddi muhataplar ve derinlikli bir muhatabiyet gerektirmektedir.
Kendimi onlardan biri olarak görmediğim gibi, bu kitabın da bu seviyede bir kitap olduğunu sanmıyorum. Benim misalim, olsa olsa, incileri gören, ama çıkarmaya el’an ne kabiliyeti, ne de gücü olan bir insanın misalidir. Ve bu kitap, olsa olsa, hakikat incisi arayıcılarına, aradıklarının adresini haber vermektedir.
Risale Okumaları, ciddi nazarların ciddiyetle Risale’ye yönelmelerine; keza, onu zaten okuyor olanların daha bir dikkatle Risale-i Nur’a bakmalarına vesile olabilirse, maksadına ulaşmış olacaktır.
Yoksa, bu kitap Risale’ye hakkını veren bir çalışma değildir. Dahası, Risale-i Nur’la şu veya bu derece ilgili sair çalışmaların dahi Risale-i Nur’a hakkını lâyıkınca verdiğini söylemek de mümkün değildir. Bu yolun sonuna ulaşılmış değil; daha henüz başına gelinmiştir. Risale-i Nur, birilerinin zannettiği gibi ‘aşılma’yı değil, ‘açılma’yı beklemektedir.
Risale-i Nur’a kendi kabiliyeti nisbetinde muhatap olma çabası taşıyan bir insanın ‘keşif notları’nı içeren bu yazıların birinci bölümü Matbuat’ta, diğerlerinin önemli kısmı Yeni Asya gazetesinde yayınlandı ve kitaplaşma aşamasında yeniden gözden geçirildi. Bu noktada, sözkonusu yazıların gün yüzüne çıkmasında ‘vesilelik’ konumunda bulunan herkese; keza, bu yazıların bir kitap suretine bürünmesine vesile olan Zafer Yayınları mensuplarına teşekkür ediyorum. Ayrıca, on yılı aşkın bir süredir kafa ve gönül mesailerini ders müzakerelerinde benimle paylaşan sevgili ders arkadaşlarıma da teşekkürler ediyorum. Teşekkür etmem gereken daha pek çok insan olduğunu biliyor; bilvesile, bir ismi özellikle zikretmek istiyorum. Sevgili eniştem Ahmet Kalem, çocukluk cennetinden kovulup gençlik âlemine adım attığım 15. ömür yaprağında biriken sorulara bir cevap anahtarı olarak beni Risale-i Nur’la tanıştırdı. Kendisine teşekkürü bir gönül borcu biliyorum. Keza, Risale-i Nur mesleğinin ve bir bütün olarak iman dairesinin yolcularına, bilhassa ‘önden giden atlılar’a, özellikle de Risale-i Nur’un şefkat ve hikmet kahramanı müellifine teşekkür borcumu ifade etmek istiyorum.
Son olarak, beni çok sayıda arayan aklın ve samimi kalbin ortasında yaratan ve yaşatan Rabbimize karşı hadsiz hamd ve şükür borcumu itiraf; O’nun rızasına uygun bir hayatın nasıl yaşanacağını bize gösteren Resûl-i Ekrem’e (a.s.m.) binler salât ve selâm ile...
METİN KARABAŞOĞLU
İstanbul, Şubat 1998
Altıncı baskı için sunuş ve teşekkür
YAKLAŞIK SEKİZ YIL ÖNCE Zafer Yayınları için Risale Okumaları’nı yayına hazırlarken, ne bu kitabın devamını getirme gibi bir planımız vardı, ne de bu kitabı bir ‘okumalar’ dizisi içinde sunma düşüncemiz.
Risale Okumaları, tıpkı ondan bir yıl önce yayınlanmış Kur’-ân Okumaları gibi, hasbelkader kitaplaşmış münferit yazılardan teşekkül ediyordu. Değişik zaman aralıklarında değişik vesilelerle yazılmış bu yazıları kitaplaştırırken, genel olarak bir ‘okumalar’ dizisi, özelde ise bir ‘Risale Okumaları’ dizisi başlatma düşüncemiz yoktu. Yalnızca, okuyanlarda Risale-i Nur’a dönük bir ilgi uyanışına vesile olduğunu gördüğümüz ilgili yazıların bir kitap içerisinde biraraya getirilmesi, yine Risale-i Nur’a yönelik bir dikkatin uyanışı noktasında bir işlev görebilir, diye düşünüyorduk.
Sonucun, lillâhilhamd, bu beklentimize uygun biçimde gerçekleştiğini söyleyecek durumdayız. Yayınlandığı günden bugüne Risale Okumaları hakkında şifahî olarak ya da dolaylı yollardan aldığımız tepkiler, kitabı teşkil eden yazıların yazılış amacı ile okuyanlar nezdinde uyandırdığı etkinin örtüştüğünü gösteriyor. Görülen o ki, bu kitap, ve devamı niteliğindeki kitaplar, Risale-i Nur hakkında iki-yönlü bir ilginin uyanmasına vesilelik ediyor: (a) Risale-i Nur’u zaten okuyor olanları, okuduğu bahisler üzerinde dikkate ve Risale hakkında daha bütüncül bir bakışa yöneltmek sûretiyle, (b) Risale-i Nur’u bir nebze okumuş ve devamını getirmeden bırakmış olanlarda ise yeniden Risale’yi okuma iştiyakı ve çabası uyandırarak.
Bununla birlikte, Risale Okumaları’yla ilgili beklentilerimizi aşan hususların da olduğunu belirtmemiz gerekiyor.
Meselâ, bu kitabı yayına hazırlarken, kitabın bu düzeyde bir ilgi göreceğini umuyor değildik. Bu kitabın yazarının, yazdığı diğer ‘okumalar’la birlikte, zaman içinde ‘yazdıkları’ndan ziyade ‘okumaları’ ile anılır ve tanınır hale geleceğini de...
Bilvesile belirtelim ki, ‘okumalar’la tanınır halde olmak, bir yazarın başına gelebilecek en güzel şeylerden biridir. Zira, böylesi bir tanınma, yazarı ilgilerin kendisi üzerinde yoğunlaştığı bir kişi olmaktan koruduğu gibi, onu ayna tutmak istediği kaynaklara ulaşılması noktasında bir köprü ve bir vesile haline getirir. Bu bakımdan, yazdığım ‘okumalar’ ile nazarların Kur’ân’a, Hz. Peygambere ve Risale’ye yönelmesine vesile olabildiğim için, Rabb-ı Rahîm’e hadsiz hamd ü senalar ediyorum.
Risale Okumaları’nı yayına hazırlarken düşünemediğimiz bir diğer husus, zaman içinde ‘okumalar’la tanınır hale gelmenin bir sonucu olarak, el’an iki kardeş yayınevinde yayınlanan ‘okumalar’ı günün birinde tek bir yayınevinin potasında birleştirme lüzumunun zuhur edeceğiydi. ‘Okumalar’ımıza yeni kitaplar eklenirken, zaman, bütün bu kitapların tek bir potada biraraya getirmenin birkaç açıdan daha elverişli olacağını bize öğretti.
İşte bu noktada, beraberce gördüğümüz bu ihtiyacın önlerine getirip dayattığı bir fedakârlık ve feragate razı oldukları için, Zafer Yayınları’na teşekkür borçluyuz. Şahsen, hem Risale Okumaları’nın yazarı, hem de Karakalem Yayınları’nın editörü olarak, benim iki kere teşekkür borcum var. Gösterdikleri anlayış ve feragati hayırla ve takdirle yâd etmem gerekiyor.
Yaklaşık sekiz yıl boyu Risale Okumaları’nın yayıncısı olarak hizmet gören Zafer Yayınları’na teşekkür borçlu olduğumuz kadar, Risale Okumaları’nın okuyucularına da teşekkür borçluyuz. Onların ilk kitaba gösterdikleri ilgi, ikinci ve üçüncü kitaba yönelik bir gayreti bizde uyandırdığı gibi; bir bütün olarak ‘Risale Okumaları’ dizisine gösterdikleri ilgi, bizi Risale-i Nur üzerine yeni çalışmalara teşvik ediyor...
METİN KARABAŞOĞLU
İstanbul, 9 Ağustos 2004