AĞAÇ, İKİ çekirdek arasında ağaçtır; ilkin içinden çıktığı evveli olanı, son olarak içinde dürüldüğü ahiri olanı. Bütün bir ağacın program ve yazılımını içinde taşıyan ilk çekirdekle; meyvenin içindeki çekirdek aynı yazılım ve yaratılışı taşır. Çünkü ikisi de bir “Ferd” in kudret elinden çıkmıştır.
Yirminci Mektup ’un On birinci Kelimesi manidar bir çekirdek anlam taşır. Vefat ile dünyadan ayrılan müminler için şöyle der “ Bu dar-ı faniden gidip dar-ı bakide huzur-u kibriyaya müşerref olacaklar. Yani, esbab dağdağasından ve vesaitin karanlık perdelerinden kurtulup, Rabb-ı Rahimlerine, makarr-ı saltanat-ı ebedisinde perdesiz kavuşacaklar. Doğrudan doğruya herkes, kendi halikı ve mabudu ve rabbi ve seyyidi ve maliki kim olduğunu bilecek ve bulacaklar.”
Yaratılış ağacının meyvesi insansa ve ahirinde böyle bir mertebeye erişecekse, evvelinde de bundan farklı mertebede olmasa gerek. Yirmi Beşinci Sözde “Elest Meclisi” için “hadise-i ezeliye” tabirini kullanır Bediüzzaman.
A’raf Suresinin 172. Ayeti mealen şöyledir: “ Hani Rabbin, Âdemoğullarının bellerinden onların soylarını çıkarıp kendi haklarında şahitlik ettirmişti. Onlara “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” buyurdu. Onlar da “Evet Rabbimizsin. Buna şahitlik ederiz” dediler. Onlara böyle şahitlik ettirdik ki, kıyamet gününde “Biz Rabbimiz olan Allah’ın varlık ve birliğinden ve Onun hükümlerinden habersizdik” demeyin.”
“ Hanginiz daha güzel işler yapacaksınız diye sizi imtihan etmek için ölümü de, hayatı da O yarattı. Onun kudreti her şeye galiptir ve O çok bağışlayıcıdır.” ( Mülk Suresi, 2)
Bildiğimiz ölüm ve hayat yaratılmadan önce perdesiz, dağdağasız, doğrudan Rabbimizle müşerref olurken afaktan ve enfüsten gelen “ elestü birabbiküm” hitabına karşılık verdiğimiz söz ve o söze sadık olup olmadığımız denenmek için bu dünya hayatına gönderilmiş olmayalım? Sözüne sadık olan elmas ruhlarla, sözünden cayan kömür ruhların ayrışma yeri mi bu ölümlü dünya hayatı?
Yaşadığımız hayat, yaratılış ağacının zahir görüntüsü; bunun batını ne kadar büyük sırlar ve melekût güzelliklerle dolu. Ağacın mebde-i hayatı ile ahir-i hayatı buluşturulduğunda, Resul- ü Ekrem (A.S.M.) o ağacın hem çekirdeği, hem meyvesi. Miraç’ta evvel, ahir, zahir, batın isimleri Ona yansımış olması, Onun nasıl yüksek bir Nura sahip olduğunu gösteriyor. Kâinatın zerrelerinin çarpımının toplamı adedince Ona salat ve selam olsun. Elestte kurtarıcımız olduğu gibi ahir hayatta da kurtarıcımız olsun inşaallah.
Elektron çekirdek etrafında belli sayıda dönüşten sonra çekirdeğe eğilir, biat eder gibi durmasıyla, hacerül esvet karşısında duranların “bismillahi allhüekber” diyerek tavafa başlamaları arasında Elestten yansıyan bir işaret ve şahitlik olmasın ve de ahirete yansıyacak bir ahid?
Âlem-i Şehadet âlem-i gayb üstünde tenteli bir perdedir der Bediüzzaman ve Kur’an’ın ifadesiyle müminler gayba inanırlar. Gayb var olan fakat bir anlama göre görünmeze saklanandır. İki çekirdeği buluşturan görüşlere, güzelliklere intikal duasıyla…