AFRİKA’NIN ÜMİDİ

Abdullah Taha Orhan


“…Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin…” [Zümer, 39:53]


HER AFRİKA SEYAHATİNİN ardından dostlarımın ilk sorusu genelde “oralar nasıl?” olur. Ben de ne diyeceğimi şaşırırım. İyi desem olmuyor, kötü desem yine olmuyor; nihayet “daha iyi olacak inşallah” diye cevap veriyorum artık bu soruya.

Çünkü süreç içerisinde anladım ki Afrika’nın en büyük ihtiyacı meğerse ümitmiş. Sınırları çizilmiş, sözde bağımsızlıklardansa ümitle kuşatılmış gerçek hürriyetlere ihtiyacı varmış Afrika’nın.

Bu fotoğraf Mogadişu’nun en büyük hastanesi Benadir Hastanesi’nde çekildi. Burası hastanenin ana giriş kapısı. Bu cam yeni kırılmış değildi. Ben birkaç ay önce gittiğimde aynı şekilde kırıktı ve belki de benden önce de aylardır o şekilde durmaktaydı. Halen dahi tehlike arz eden camın küçük kırıklarının toplanması için dışarıdan yardım kuruluşlarının gelip hastane yönetimini devralmaları gerekmişti. Çünkü insanlar Somali’de ümitlerini kaybetmişlerdi…

2 sene önce Kongo’ya gittiğimde en çok kullandığım cümle “Is it in use now?” idi. Çünkü 30-40 senelik makinalar çöplük gibi ortalık yerde duruyordu. Binalar 30-40 senedir hiçbir temizlik ve boya görmemiş halde idi.

Son Somali seyahatimde resim gözümde daha da netleşti. Bu yaklaşım, yani 30-40 sene boyunca çöplük haline gelmiş aletleri orta yerde bırakma, hiç dokunmama, ya da en büyük hastanenin en güzel giriş kapısının kırık camının birinin üzerine düşmesini bekler halde belki aylarca belki yıllarca bırakılışı imkânsızlıktan ya da çaresizlikten değildi. Bu özgüvenini yitirmenin, ümidini yitirmenin işaretleriydi.

Afrika’nın geri kalmışlığını kabul edecek olursak işte ben bunu temelde ümitsizliğe bağlıyorum. Ne Batı sömürüsü ne de içerdeki hainler söylemleri beni tatmin etmiyor. Eğer Batı’nın Afrika’ya yaptığı zararlardan söz edeceksek işte en önemlisi Afrika’nın ümidini yitirmesine vesile oluşudur.

Frantz Fanon, “Yeryüzünün Lanetlileri” isimli eserinde Batı’nın yaptığın en büyük kötülüğün Afrikalıyı kendilerine benzetmek olduğunu söyler. Şu vecihle ki Afrikalı iyiye, doğruya, güzele olan inancını, ümidini yitirmiş ve Batılı gibi bir gün efendi olup elinin altında köleleri olmasını ister hale gelmiştir.

Afrika bu süreçte en önemli azığı olan ümidini, iyiye, doğruya, güzele olan inancını yitirmiştir. Bana kalırsa ne uranyum, ne elmas, ne de petrol; Afrika’nın en büyük kaybı işte budur.

Bediüzzaman, “Münazarat” isimli eserinde, bir toplum okuması yapar. Teknoloji ve “medeniyet” itibariyle geri kalışın nedenleri zamanın tüm âlimlerini çokça düşündürdüğü gibi Bediüzzaman’ı da düşündürmüştür ve “Münazarat” isimli eserinde bu nisbî geri kalışın işaretlerini verir Bediüzzaman.

Ona göre Doğu toplumlarının en büyük problemi “ye’s”tir, ümidini yitirmektir. Kendine ve iyiye, doğruya, güzele olan inancını, güvenini, ümidini yitiren toplumlar geri kalmaya mahkûmdurlar. “Ye’s mani-i herkemaldir”, her geri kalış bir ümitsizliği işaretler aslında.

Ümitsizliğin neden olduğu en önemli problemlerden biri de hürriyetin yitmesidir. Ümidini yitiren insan, bir anlamda hürriyetini de yitirir. Özellikle de düşünce hürriyetini yitirir ve nemelazımcılığa başvurmaya başlar. Bu da bir toplumun geri kalması için tek başına dahi yeterli olabilecek denli önemli bir sorundur.

İşte Afrika’nın gerçek hürriyeti Batı sömürgesinden kurtuluşunda değil, aslında toplumlarının kendi içlerinde yatıyor. Çoğu Afrika ülkesi “bağımsızlığını” 1960’larda Batılılardan kazanmış gibi görünseler de gerçek anlamda hürriyetin Afrika toplumlarında yeşermesi için belki de en çok ümide ihtiyaçları var; ne ekmeğe, ne suya, ne yeraltı ya da yerüstü zenginliklerine.


Fotoğraf: Süleyman Gündüz

Kendimce bir karar aldım; bundan sonra Afrika’ya, maddi yardımdan daha çok, ümit götürmeye çalışacağım. Çünkü ümit hürriyet demek, hürriyet de kendilerini gerçekleştirmeleri. Bizim kendimizi gerçekleştirme “proje”lerimizin parçası olmaya değil, kendi kendini gerçekleştirmeye ihtiyacı var Afrika’nın.

Ümide, hürriyete, iyi&doğru&güzel olana inanca ve güvene...


"Kampüsten Dünyaya" dergisinin izniyle yayınlanmıştır.

  14.12.2011

© 2021 karakalem.net, Abdullah Taha Orhan



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut