Hayrettir göğe açılan pencere...

"HAYRET ET! Çünkü hayrettir göğe açılan pencere. Hayret ettim ve gördüm, bin ayet güldü yüzüme." Böyle demiş Sinan Ceran.

Vahiy, "oku!" diye başlıyor. Okumak, gördüğünde görünenden fazlasını görmektir. Yani, olanda olandan ötesini görecek kadar hayretle bak diyor vahiy. Her bir varlığı bir "harf" olarak oku ki, harfler kendilerini göstermek için var değildir; fazlasını okutmak için vardır.

"Oku!" emri bir hayret etme çağrısıdır. Hayret etmeyenin göğe açılan penceresi olmaz ya da hep kapalıdır.

Hayretini yitirenin yüzüne niye gülsün ayetler. Kur'ân'ın ilk sayfasının ilk cümlesi de, "hamd olsun Allah'a" diye başlar. Niye ki? Allah'a hamd etmen gereken bir konumda olduğunu bil diye telkin eder.

Varlığın ve varlığına tanık olduğun her şey öylesine, rasgele var değil. Canı gönülden "teşekkür ederim" demeni gerektirecek sonsuz bir minnet ve hayret duygusuyla yaşayacak bir konumdasın.

De ki, "teşekkürler olsun Allah'a..." Demelisin ki, "hayret; hiç beklemezdim bu kadarını!" Bilmelisin ki, "nasıl olur, hiç ummazdım, şimdi burada var olmayı! Var olmakla kalmamışım, bir de hayat sahibi olmuşum; hayret! Hayat sahibi olmuş ve üzerine bir de insan olmuşum, hayret! İnsan olanlar içinde de, Rabbimin sözüne muhatap olmuşum; ne büyük ve umulmadık bir şeref!

Tüm bunlar bir yana, bir de sonsuzca var olacak kadar kıymetli sayılmışım Yaradan'ım tarafından; ama nasıl olur! Hayret!" Ah, bir de hayret etmeyenler var ki, hayret! Doğru ya; "Sağırlara sen mi işittireceksin yahut körleri ve apaçık sapıklıkta olanları doğru yola sen mi ileteceksin?" [Zuhruf, 40]

  31.05.2011

© 2021 karakalem.net, Senai Demirci



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut