Bir Umre Seyyahının Not Defterinden
Asıl ticaret

SABAH NAMAZINDAN önce tavaf yaptı, namazdan sonra Bab-ı Fetih kapısına yakın bir yerde oturdu. Yazarak dinlenmek istedi belki de. Çantasından kalemi kâğıdı çıkarda, notlar aldı, o anki hissiyatını kâğıda döktü.

Omzundan eksik etmediği, vefalı çantasında başka neler vardı? Küçük ebat Cevşen, yine küçük ebat büyük Cevşen, Celcelutiye, Sünnet-i Seniyye Risalesi, Siyer kitabı, dua isteyen dostların adları, kendisinin dua etmek istedikleri, özel dua isteyenlerin kendi el yazıları ile yazdıkları kâğıtlar ve tabiî ki zemzem. Terliklerini koyduğu poşeti de unutmayalım. Mescide girerken terlikleri poşete koyup bir güzel bağlıyor, çantasına yerleştiriyor.

Aslında namaz sonrası bir tavaf daha yapmayı düşünüyordu fakat bedeni elvermedi, yorgun düşmüştü. Yol yorgunluğu, uyku dengesinin bozulması bedeni zorlamıyor değildi yine de Rahman ayrı bir güç ve kuvvet veriyordu.

Hırsa kapılıp çok tavaf yapmak isteyen birilerinin ayakları yara olmuştu da sabah namazını Kâbe’de kılamamıştı. Et ve kemikten ibaret varlıklarız, yoruluyoruz, aciz düşüyoruz. Vücut enerjisini, nefsin tahammül sınırını iyi dengeleyip ibadetlerimizi, tavaflarımızı istikrarlı bir şekilde sürdürebiliriz. Az da olsa devamlı olan ibadet ve amel makbul. Burası az yapılacak amel yeri değil ama sınırı aşan bir zorlama da daha büyük kayıp yapabilir.

Hem Cenab-ı Hakkın rızası “kesret-i etba” ile kazanılmaz. Kimseye bir şey demek de doğru değil aslında. Ayak yaralarından dolayı Kâbe’ye gelemedim ızdırabıyla otel odasında kıvranan tavaftan daha büyük sevap kazandı, rızaya erişti, kim bilir. Allah ile onun arasındaki sır.

Öyle mi böyle mi, plan ve programdan ziyade Rahman’ın havl ve kudretine tevekkülvari teslim olmak ubudiyete en yakın hal. Hele burası için daha geçerli; bizi yaratan, evine misafir eden, ibadet etme şuuru ve gücü veren, şükrettiren, zikrettiren O. Biz sadece meyil ediyoruz, niyet ediyoruz gerisini O yaratıyor. Niyetimiz de bizim mi? O da meçhul.

Çokça ibadet ve tavaf ile ayakları yaralananlar olduğu gibi zamanını alış merkezinde geçirenleri de görmek mümkün. Zaruret dışında böyle yerlerde gitmek ne derece doğru ve ne derece karlı bir alış veriş? Akleden kalplerin cevap vereceği bir soru.

Dönüşte hediye vermek güzel bir davranış fakat önem sırasının sonralarında olan bir davranış. Çarşı Pazar hayatın bir parçası, böyle mekânlarda az zaman kalınacak olması o parçanın değerini daha da düşürüyor. Asıl pazar Mescid-i Haram’ın içinde kurulmuş, asıl ticaret yeri orası.

  14.04.2011

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren




© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut