Denemeler

Efâsî ve Diğerleri

HAYRI DA, şerri de muazzam derecede çoğaltan ve yayan; o yüzden, şerlilerin elinde benzersiz bir âlet-i fesada, hayırlıların elinde ise hayrı her yere yaymaya vesile olan internet sayesinde, daha önce seslerinden hiç haberdar ve nasipdar olmadığım kurrâları tanıdım. islamicweb.com, al-islaam.com, islamway.com gibi bir dizi İslâmî sitenin bir sayfasını, elhamdülillah, "recitation" veya "Qur'anic recitation" başlığı altında, değişik hâfız ve kurraların sesiyle Kur'ân tilaveti teşkil ediyor.

Bu siteler içinde, en kullanışlısı ve geniş hacimlisi ise, görebildiğim kadarıyla, islamway.com. Allah bu sitenin--ve böylesi sitelerin--inşasında hizmeti olan herkesten razı olsun. Bilgisayarınızda mp3 formatındaki sesleri dinleyebildiğiniz bir program, ayrıca Realplayer programı varsa, değişik hafızların okuduğu sûreleri dinleyebiliyorsunuz. Dahası ilgili sayfalarda "save" kısmını tıklayıp bilgisayarınıza indirerek, artık internete bağlanma zahmetine girmeden dinleyebiliyorsunuz.

Bu vesile ile, daha önceden kasetleri ile tanıdığımız Abdulbasit Abdussamed, Sıddık Minşevî, Mustafa İsmail gibi meşhur hâfızların yanısıra, şahsen daha önce isimlerini hiç duymadığım kurrâları da tanıdım. Ebu Bekir eş-Şâtırî, Sa'd el-Gâmidî, Faysal el-Huleybî, Ahmed el-Acemî, Muşerî Raşid el-Efâsî... bu isimlerden bazıları.

Ve, yaklaşık on aya yakın bir süreden beri bu hâfızları dinler; gün geçtikçe okudukları yeni sûreleri bilgisayarıma aktarıp tekrar tekrar dinleme nasibine kavuşurken, ilgili sûre ve âyetlerin zihnime ve ruhuma biraz daha nakşolması imkânını edindim. Bu arada, doğrudan hâfızların kıraat usulü ve makamlarından, bazı hayata dair bazı dersler de öğrendim.

Bunlardan ilki, hiçbir hâfızın bütün sûreleri en yoğun ve en güçlü şekilde okuyan kişi konumunda olmaması. Bilakis, belli bir sûreyi, içlerinden birinin en yoğun, güçlü ve en güzel biçimde okuyor oluşu. Meselâ, gerek kendim, gerek aynı hafızları dinleyen başkaca arkadaşlarım vesilesiyle edindiğim kanaat o ki, meselâ İsrâ ve Meryem sûrelerini okuyuşunda Abdulbasit Abdussamed bariz biçimde temayüz ediyorsa, Kuba Mescidinin teravih imamı olan Sa'd el-Gâmidî de, Fâtiha'yı hepsinden daha güzel biçimde okuyor. Kâf sûresini Kâbe imamlarından Ebu Bekir eş-Şâtırî kadar, Vâkıa sûresini Kuveytli bir hâfız olan Muşerî Raşid el-Efâsî kadar güzel okuyanına, şu ana kadar dinlediklerimiz kadarıyla biz rastlayamadık.

Bu vâkıa, tek adrese ve tek kişiye endekslenmeme gibi bir hayat dersi taşıyor dünyamıza. "Abdussamed'den başkasını tanımam" diyor olsaydık sözgelimi, Fâtiha'yı Sa'd el-Gâmidî'nin o insanın iç dünyasına nüfuz edip âdeta o an varolan kirleri temizleyen muazzam okuyuşundan mahrum kalacaktık. Yalnızca Sa'd el-Gâmidî'de kalmış olsaydık, meselâ Kâf sûresi bir de Şâtırî'nin duygu yüklü o muazzam okuyuşuyla daha bir yoğunlukla girmeyecekti dünyamıza. Demek ki, bir hakikat çok renklere giriyor; bazı istidatlarda bir renk en parlak sûrette, bazı istidatlarda ise bir başka renk en parlak sûrette gözüküyor. O yüzden de, bütün renkleri en parlak sûrette dünyamıza taşımak istiyorsak, hayatımızı belli bir tarza veya kişiye mahkum etmemek; hakikat yolunda olduktan sonra, dünyamızı farklı renklere açık tutmak gerekiyor. 'Kur'ân dinlemeleri' vesilesiyle, âyetlerin getirdiği derslerden öte, dünyama taşınan bir hayat dersi bu.

Bir diğer ders ise, kurrâların her birinin kendi sesini çok iyi tanımış ve o sese uygun bir makam bulmuş olması. Haklarını helâl etsinler, bazı Türk hâfızlarında gördüğüm, Abdussamed gibi bir sesi olmayıp da Abdussamed'e özenme şeklinde bir zaaf var--elbette, hayır ve hak yolunda, Kur'ân'ı daha güzel okuyabilme niyetiyle yaşanmış bir zaaf; ki o yüzden, keşke bütün zaaflarımız böyle olsa demeden de geçemeyeceğim. Ama, neticede, ehadiyet sırrınca, Rabb-ı Rahîm farklı farklı istidatlarda yaratmış hepimizi. Abdulbasit Abdussamed bir tane sözgelimi; ikinci bir Abdulbasit Abdussamed yok. Onunki kadar güçlü bir ciğer de herkese nasip olmuyor. İşte, dinlediğim hafızlarda gördüğüm, bize de hayat dersi taşıyan bir vasıf, Abdussamed kadar ciğer taşımadıkları halde Abdussamed gibi okumaya çalışmak yerine, Rabb-ı Rahîm'in kendilerine verdiği ses ve nefes dahilinde bir makam bulmaları; kendi ellerindeki imkâna uygun bir tarzı keşfetmeleri; kendi kıvamlarına ve kendi kemallerine ulaşmaları. Meselâ Şâtırî'yi dinlerken, onun Abdussamed kadar güçlü bir ciğeri olmadığını kolayca görüyorsunuz; ama o kendi ciğerinin, kendi gırtlağının, kendi nefesinin kemalini nasıl da bulmuş! "Kur'ân'ı hüzünle okuyun!" şeklindeki nebevî talime denk düşen, duygu ve hüzün yüklü, kalbinizi rikkate getiren ve Rabbinize karşı bir haşyet ve huşu uyandıran bir okuyuş... Sa'd el-Gâmidî'de ise, insanın vahye muhatabiyetle şereflenişinin verdiği bir coşku ve huzûyu hissediyorsunuz dünyanızda. Hepsi çok güzel okuyor; hepsi, bir diğerine özenmeden, kendine verilmiş imkânlarla kendi makamını bulduğu için çok güzel okuyor. Demek ki, bizlerin de kendi kemalimizi bulmamız için, gözümüzü başkalarına verilene dikip taklitler yahut ümitsizlikler üretmek yerine, bize verilenleri kıvamında kullanmamız gerek. 'Kur'ân dinlemeleri' vesilesiyle, âyetlerle gelen derslerden öte, dünyama taşınan ikinci bir hayat dersi de bu.

Üçüncü bir dersi ise, özelde Raşid el-Efâsî'nin okuyuş biçiminde buluyorum. Birinin Enes b. Malik'ten, diğerinin Ümmü Seleme validemizden rivayet olunduğunu el'an hatırlıyor olduğum bir dizi hadisten öğrendiğimiz üzere, Resûl-i Ekrem aleyhissalâtu vesselamın okuyuşu tam bir tertil ile, tane tane. Onun okuyuşunda, kelimeler inci gibi diziliyor; tek bir kelime, tek bir harf kaymıyor, kaybolmuyor, yutulmuyor. İşte, Efâsî'nin okuyuşunda, böyle bir okuyuşa dair hisseler ediniyor insan. Duru bir ses; dupduru. İlk etapta çok sade ve gösterişsiz geliyor. Ama o sadeliğin içinde, âyetler olanca berraklığıyla giriyor dünyanıza; ve sırf 'makam istemek kaydıyla' gerçekleşen yükselişler ile, muhtemelen henüz otuz yaş civarında bulunan bu güzel insan, bir tek vurguyu eksik yapmaksızın, âyetleri tamıtamına taşıyor dünyanıza. Onun okuyuşunda ise, 'sadeliğin içindeki güzellik'in, 'iddiasızlığın içindeki kemal'in farkına varıyorsunuz. 'Kur'ân dinlemeleri' vesilesiyle, âyetlerin getirdiği derslerden öte, dünyama taşınan üçüncü bir hayat dersi de bu...

Bir kez daha, kendi sesini ve nefesini Rabbinin âyetleri için istimal eden bu güzel insanların tamamından, ve de, onları tilavetlerini sitelerine taşıyarak bizim de nasiplenmemize vesile olanlardan Allah razı olsun diyor; imkânı olanlara, ilgili kanallardan bu seslere ulaşmalarını tavsiye ediyorum.

  17.01.2004

© 2021 karakalem.net, Metin Karabaşoğlu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut