Kelebek dokunuşlarını tanır mısınız?

Özlem Uluğ*

HİÇ BEKLENİLMEYEN, çoğu zaman farkedilmeyen zaman girdabından yüreğinizin tarlasına konmaya çalışan.

Kimi zaman bir kayalığın kenarında durmuş, o dokunuşa bile hasret beklerken,

Kimi zaman depremlerimizde tüm sert darbeleri savurur ya da sakınırken.

Yaşanılan ne kadar sanal, ne kadar gerçek ayırdına varamazken,

Yüreğinizin kıyısından hafifçe saran,

Derinliklerinizdeki rüzgârlarda kilometrelerce yol alan bir kelebek dokunuşudur.

“Bir kelebek dokunuşu nasıl bu kadar yol alır?” demeyin,

Onlar rüzgârlarınızdan da hafiftir de ondan.

Peki rüzgarlarınızdan da hafif kelimelerinizi tanır mısınız?

Hani şu içinizdeki kokuya dokunan ve baharı yaşatan.

Yüreğinizin dağlarında kokanı tanır mısınız, zirveden akan karlara karışan?

Ya o kokunun kaynağını?

Şifreyi bilir misiniz, içinizdeki cenneti aralayan.

Cehennemde orada, aslına bakarsan.

Hayat ve ölüm, içimiz ve dışımızdaki evren, kelebek dokunuşlarında buluşan anlam.

Taşınır rüzgârlarında zamanın; farkedilemeyecek kadar hafif, ama aslında inanılmaz derecede ağır bir anlam...

  02.12.2007

© 2021 karakalem.net, Özlem Uluğ



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut