Hoş sedalar

ŞU KUBBEDE, hoş sedâlar var..
Bülbül nağmeleri, rüzgar esintileri, şırıl şırıl akan suların ahenkli sesleri var..
Bu seslerin güzellerini dinlemeye hasret kulaklarımız var.
Kulaklarımız, hoş seslerin ve hoş sözlerin özleminde.
Bin bir sesin içinde, ruhumuzu dinlendirecek, alıp kalbimizi tefekkürlere tahayyüllere taşıyacak melodilerin hasretinde..

İnsanların ağzından dökülen güzel sözler var..
Şu kubbede, bir hoş sedâ bırakmak..
Ağzımızdan kuş olup uçan kelimeleri kollamak..
O kelimeler ki, bazen bir merhemdir en derin yaralara.. Bazense bir balta olur taptaze ağaç misali yeşeren ümit ve heyecanlara..

Bir teselli olmak ; en yaralı gönüllere, Efendimiz a.s.m gibi.. Bir kuşu ölen çocuğa tâziye, evladını bekâya uğurlayan babayı teselli gibi.

Sadece birinin gözlerine sevgiyle bakmanın dahi kıymeti çoktur melekût âleminde..
Sadece birinin elini sımsıkı tutmanın bile..

Bunun, kendim için en çarpıcı örneklerinden birini paylaşmak isterim.

Altı ay önce, sadece 5-10 saniyeliğine, asansörde bizi görmüş, söylediklerimizi işitmiş bir hasta, altı ay sonrasında beni gördüğünde,
“Ben, altı ay önce sizi asansörde görmüştüm. Şöyle şöyle söylemiştiniz”..Demişti sevgiyle..
6 aydır sigara içmemişti kulak misafiri olduğu sözler üzerine..
Ameliyata götürülmekte olan hastanın ardından edilen dua üzerine..
Ve ben, inanamamış, hayret etmiştim..İşte o zaman, bir cümlenin dahi ne kadar kıymetli olduğunu çok iyi anlamıştım..
Arkadaşlar arasında söylenen bir iki cümle bile ne kadar önemli olabiliyor, ne kadar tesirli olabiliyor.. Fark etmeden, hoş sedâlara yâhut unutulmayacak acıtan sözlere dönüşebiliyor..

Bunun için, azami dikkat gerektiriyor kelam etmek..

İşte bu küçük diyalog da gösterdi ki, şu kubbede hoş bir sedâ bırakmak çok zor değil..

Konuşurken, kelimelerin sırasına bile dikkat edilmez çoğu zaman ama; Kelamların en güzelinin Sahibi, onları en uygun şekilde bir araya getirmenizi kolaylaştırır ve suhûletle sıralayıveririz cümleleri bazen..

Bazen de, bir iki kelimeyi bir araya getiremediğimiz olur bizim..
Bazen, tutulup kaldığımız..
Gücü Yaratan’dan bilip, o tutukluğu da üzerimizden atmayı niyâz etmeliyiz.

Şu latîf ve hikmetli yaratılmış bedenlerimizin konuşma yeteneğiyle yaratılmış olmasını, hayırla işlettirmeye dua etmeliyiz.


Hz. Musâ’nın o güzel duası ile başlamalıyız söze, eğer kubbede hoş bir seda bırakmak ise niyetimiz..

“Rabbişrahli sadri ve yessirli emri. vahlul ukdeten min lisani ve yefkahu kavli”
“Ey rabbim. Göğsümü aç, genişlet. İşimi kolaylaştır. Dilimde bulunan düğümü çöz de anlasınlar beni” (Taha:25-28)
**

Kelâm, hâlisâne edildiğinde, pek kıymetli..
Ancak isrâf edildiğinde pek yaman..

Aman, ne olur, özenle çıksınlar ağızlarımızdan..
Güzel niyetlerle çıksınlar ki, güzel yerlere gitsinler,
Ve hoş bir sedâ olsunlar şu gök kubbede..

  25.06.2006

© 2021 karakalem.net, Rabia Nazik Kaya



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut