Ekmekten sıcak bir yürek...

KÖŞEBAŞINDAN DÖNDÜ çocuk, bir soluğu bir soluğuna karışarak.

Benzinde beyaz olan herşey kırmızıdan nasibini aldı, o koşarken.

Yüreğindeki kanın hepsi yüzündeydi sanki.

Çocuktu, koşmak değil, durmak zordu onun için.

Onun için, elinde sımsıkı tuttuğu kağıt para ile, adımlarını birbirine katarak geçti karşıdan karşıya.

Yağmurun yeni dinmiş olduğunun farkında değildi.

Botları, paçaları sırılsıklam olmuş, çamurdan desenlerle kaplanmıştı. Umurunda değildi ama. Kalbi neşeyle çarpıyordu ya, bu yeterliydi.

İçerideki sıcağın camdaki buğulanmadan anlaşıldığı fırına uzaktan şöyle bir baktı. Elindeki parayı daha sıkı tuttu ve kalbi hızla çarparak kapıyı açtı, içeri girdi.

Kendisi gibi ekmek almaya gelmiş başka insanlar vardı sırada. Hatta tahmin ettiğinden çok daha fazla insan. Kimi elinde parası, kimi de ekmeğiyle bir kalabalık oluşturmuşlardı.

“Ne çok insan var ekmek almaya gelen...” diye geçirdi içinden. Çünkü o ilk kez geliyordu, elinde parasıyla, taptaze birkaç ekmek almaya.

Sıra kendisine gelince, heyecanla parayı uzattı ve “Bununla kaç ekmek alabilirim?” diye sordu.

Kasiyer cevapladı: “Üç tane alabilirsin.”

Çocuğun gözleri ışıldadı, sevinçle aldı ekmeklerini. Geriye kalan on kuruşu da cebine koydu.

Fırında ekmek ne kadar çoktu! Ekmek almaya gelen hayli insan vardı.

Bu zamana kadar hep apartman duvarlarının kenarına asılmış ya da oraya buraya bırakılmış ekmekleri, onları da bulamazsa çöpteki kurumuş olanları yemişti. Hiçbiri de, şimdi elinde tuttuğu üç ekmek kadar güzel kokmuyordu..

Yol kenarında, yağmur sonrası sırılsıklam olmuş kaldırımda bir adam elini açmış, “Bir ekmek parası” diyordu. Elini cebine soktu, on kuruşu buldu ve “Bir ekmek parası etmez ama...” diyerek adama verdi.

Paylaşmak onu çok mutlu etmişti.

Civarda bu kadar ekmek satan yer ve bu kadar çok ekmek yiyen insan vardı. Belki kendisi bunu çok fazla hissedememişti, ama bir bolluk ve bereket vardı.

Bereketin bol olması şükrün azlığını gerektirmezdi. Zira, nimeti verene teşekkür etmemek nankörlük olurdu.

Bunun için kalpten bir teşekkür etti Yaratıcısına. Bu üç taze ve sıcak ekmek için, sıcağı sıcağına, sıcak bir teşekkür.

Ardından, her gün eline bir ekmeği alıp, onun sıcaklığını hissetmeyenler için, bir de onu beğenmeyenler için bir sıcak dua...

Belki bu duanın kabulüydü bugün yediğim üç dilim ekmek.

Belki şükretmek, masum çocukların ve mazlumların sımsıcak duasının bana ulaşan çehresiydi...

  26.11.2005

© 2021 karakalem.net, Rabia Nazik Kaya



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut